17 Kasım 2012 Cumartesi

Yüreği yeter!..


Nicedir beklenen bu film aslında geçen hafta vizyona girdi ancak; üç tam günlük yoga eğitimi sebebiyle vakit ayırıp gidemediydik. Aklımızın bir köşesindeydi, en müsait zamanı bekledik. Nihayet herkesin işi-gücü dengelendi, hizalandı ve bu akşam seyirci koltuğundayız inşallah. İzleyen dostlarımızın hararetli tavsiyeleri elbette önemli ama, gene de ben izleyip bende bıraktığı ''iz''lere göre ölçerim filmleri, hele bir seyredelim bakalım, ona göre konuşuruz, değil mi?..
 
Hoş kadın evet, farklı, canlı, alışılmadık bir enerjisi, kendine özgü bir güzelliği, duruşu, rengi-ahengi var. Öyle ki; eskiden bir erkek olduğuna, dünyaya er kişi olarak geldiğine inanmak zor. Öyle göze sokulan bir dişilik algısı yok zira, abartılı makyajlar, takılar, fecî dekolteler, ''kadınlığın''ın altını çizme, seksî ve arzulanır olmanın zirvelerine vahşîce tırmanma kaygısı falan yok görüldüğü gibi. Her anlamda kalıpları zorluyor zaten Lana Wachowski. Kardeşi Andy'yle birlikte Matrix serisinin yapımcı ve yönetmenleri olarak bilinirler. Şimdi kadın olanı benimle yaşıt 47, halen erkek olanı ise 44 yaşındadır. Sinema dillerine bakıldığında da, bu iki kardeşi klasik kalıplar içinde tarif etmenin olanaksızlığı anlaşılır zaten... ''Sürü''den ayrılma riskini göze alamayanın hayatında böyle başarı hikâyelerine de rastlanmaz, başarı risk alabilme katsayısıyla elele yürür çünkü, korkak işi değildir. Bayılırım farklı ve yürekli insanlara, bildik kalıplara göre ''anormal'' oluşları başkalarının tartışma konusudur, benim değil. Kırmızı saçlı Lana için şuraya bakabilirsiniz. Ödül alırken yaptığı konuşmayı izledim, ''bravo Lana!..'' demekten gayrı sözüm yok. Özel hayatıyla alâkalı seçimleri kendisini ilgilendirir, asıl mühim olan genel hayata dokunuş biçimi ve ortak bilince ekledikleridir. ''Bulut Atlası'' belki söylendiği kadar olağanüstü bir film değildir, olmayabilir ama, benim algımda Lana'nın bu dik ve sahici duruşu sebebiyle maça bir-sıfır önde başlamış durumdadır. Seçimlerinin sorumluluğunu taşıyamayıp dayatılan sistemlere pes eden, ''sıradan''laştırılmaya ve ''tektip''leştirilmeye boyun eğip razı olan nice erkek ve kadın kimliği düşünüldüğünde, sonradan neresini kestirip neresine ne eklettiğinin ve şimdi nasıl göründüğünün hiç önemi yoktur bana göre, yüreği yeter!.. 

Wachowski'lerin bu son işini de izleyelim bakalım hele, ''iz''lerini sonra konuşuruz elbette. Herkese mutlu Cumartesiler:)

Hiç yorum yok: