14 Kasım 2012 Çarşamba

Neşter...

 
''Gerçek; neşter gibidir. Gerçek acı verir çünkü yalan iltihabıyla kaplı bütün yaraları deşer ve temizler. Yaraları neşterin geçici acısına katlanarak iyileştirebiliriz. Bu yaralara yadsıma sistemi ya da savunma mekanizmaları diyoruz. Yadsıma sistemi, yaraların üzerini örten kabuk gibidir. Yaraların daha fazla zarar görmesini bir şekilde engeller. Böylece hâlâ ego merkezli işlevselliğimizi sürdürebiliriz. Ama artık yaramız ve zehrimiz kalmadığında yalanlara da ihtiyacımız kalmaz çünkü sağlıklı bir zihne, tıpkı sağlıklı bir cilt gibi rahatlıkla dokunulabilir. Zihin temiz olduğunda dokunulmaktan da haz alır. Artık birisi yaralı yerinize dokunduğunda acı hissetmezsiniz, çünkü yara iyileşmiştir. İşte o zaman gerçekten affetmiş olduğunuzu anlarsınız, kendiniz de dahil herşeyi ve herkesi...''

Don Miguel Ruiz/''Toltek Bilgelik Kitabı''-Dört Anlaşma (Sayfa 106)

Savunma ve karşı saldırı bittiğinde, yol taştan, dikenden, tuzaktan, mayından temizlenmiş demektir. Elleriniz cebinizde, güvenle ve keyifle yürüyebilirsiniz artık. O kabuklu, zırhlı, gergin, sürekli tetikte olma, olanların sorumluluğunu karşıya yansıtma, karşı suçlama halinin, anlamsızca kendini güvende tutma ve daima haklı çıkma gayretinin ağır halatını ayağınızdan çözmüşsünüz demektir. ''Farkında OLanlar'' bu şekilde yaşamanın hiçbir halta yaramayan, ne kadar boşuna bir savaş olduğunu da bilir çünkü denenmiştir. Kaldı ki; bu onu, bunu, şunu, ötekileri, başkalarını değil, sadece sizi ilgilendiren, gayet kişisel bir haldir. Ve bu halin tek bir adı vardır: ''ÖZGÜRLÜK''... 

Yani; Toltek Bilgelik Kitabı'nı başucu kitabı yapmakta büyük fayda vardır der, hürmetle kenara çekilirim:)

Hiç yorum yok: