17 Kasım 2012 Cumartesi

Bu kadar...

 
Tahmin ettiğim gibi; muazzam bütçeli, yapım-yönetim ekibinin daha evvelki filmlerine ve karakterlere göndermeler içeren, çok sayıda eski tanıdıkla karşılaştığınız, görsel açıdan sağlam, hayli zor bir kurgunun içinden başarıyla çıkabilmiş, oldukça kaotik görünen hikâyenin içinde kaybolmamış, altında ezilmemiş bir film. Kitapları sinemaya uyarlamak çok kolay bir iş değildir, hele eser David Mitchell'in bu kitabı gibiyse hiç değildir ama olmuş işte. Gene de seyircinin dikkatini gerektirdiğini söylemek faydalı olur sanıyorum, bence tek bir cümle dahî atlanmamalı, insan hepsini zihnine yazmalı, buna değer zira...  ''Everything is connected/her şey birbiriyle bağlantılıdır'' ana kuralı üzerinden (çünkü öyledir evet, farkında OLanlar için bunu tartışmak zaten çok lüzûmsuzdur...) ''Karma Yasası'' omurgasına eklemlenmiş, kâinat içinde gerçekleşen her iyilik ve kötülüğün geleceği doğurup şekillendirdiği anafikrine vurgu yapılmış, bizler gibi spiritüalite ve aydınlanmaya kafayı takmış olanlara pek yeni bir şey söylemiyor olsa da ''karma''yı hâlâ ''makarna''yla karıştıranlara en baba tarafından mesajlar veren bir film. O çok tanıdık alaycılar ise her zaman olduğu gibi, bununla da bolca dalga geçip eğlenecektir eminim, aman hiç ellemeyiniz, bırakınız yapsınlar, bırakınız geçsinler:) Her zamanki kokuşmuş ezberleri gereği, meselâ Lana'ya ''hadi len, dönmüş i..e!'' falan desinler, tekâmül ve kalite seviyelerini ortaya döksünler, nasılsa zamanı gelince onlar da ''büyüyecekler'', hiç sakıncası yok bence, iş ortada, gerisini salla!..

Wachowski kardeşler ve Tom Tykwer, beyazperdenin ünlü ve başarılı oyuncularını aynı film içinde birden fazla karaktere büründürüp seyirciyi şaşırtmanın ötesinde bir iş çıkarmışlar hakikaten, final jeneriği akarken hemen ayağa kalkıp çıkışa yönelme alışkanlığı olanlara bir miktar beklemelerini öneririm, o kadar saat oturmuşsunuz, az daha oturun da film sırasında kaçırdığınız bazı detayları yakalayın, meselâ yani... İzleyenlerden bir kısmına bile bayat inançlarını, kalıplarını sorgulatsa, kafasını karıştırıp düşündürse yeter diyorum. Çünkü ben ortak bilincin yükselmesini çok önemsiyorum, bu filmin zamanlaması da bu anlamda gayet manîdardır, hani derler ya ''tam da zamanıdır'', işte aynen öyle. En ufak bir iyilik, ya da en ufak bir kötülük, hiçbiri karma örgüsünün dışında kalamaz, yapıldığı anda evrensel kayıt sistemine eşzamanlamayla işlenir, karşılığıyla birlikte elbette... Buradan hareketle; insan ne yaparsa kendine ve geleceğine yapar aslında, dostuna ya da düşmanına değil. ''Ne de güzel plânlayıp yaptım lan, kimse görmedi, kimse farketmedi, hiç iz bırakmadım, yutturdum valla enayilere, gerçeğin ne olduğu asla ortaya çıkamaz, yanıma kâr kaldı, ben yaptım oldu, oh işte!..''ciler bilhassa izlemeli, ihtimâl onlara bir kere de yetmeyecektir üstelik, mümkünse şifa niyetine, birkaç defa üstüste izletilmeli. Bu ''karma'' işi şakaya gelmez zira, mazallah adamın yedi sülâlesine yayılır bedeli! Bunun farkında OLmak yeterli diyerek ''Bulut Atlası''nı herkese tavsiye ediyorum, dalgacılar/alaycılar tayfası da dahil:) Bu kadar...

''Seçimlerin çoğu ne yapacağınızı seçmekmiş gibi gözükse de, aslında her seçim kim OLacağınızı seçmektir...''
Darel Rutherford'a hürmetler...

Hiç yorum yok: