26 Kasım 2012 Pazartesi

Kendi bencilliğim:)


Geçenlerde, yurtiçi uçuşlardan birinde, İzmir'e dönerken olmuş bir şeydir, hatırladıkça beni gülümsetir:) Yiyecek-içecek servisi bitip ortalık toplanırken, ben de gözlüğümü takıp kitabıma dalmışken yanımdan geçen hostes bana doğru eğildi ve ''pardon, sormadan duramadım, parfümünüz Black Orchid mi acaba, çok hoş kokuyorsunuz da...'' dedi. Okuma gözlüğümü burnumun ucuna doğru itip hostese döndüm ve ''hayır'' dedim, ''o bahsettiğiniz Black Orchid nasıl bir kokudur bilemem ama benim şu an üzerimde olan koku Versace Blue Jeans, aslında bir erkek kokusudur lâkin bana hiç farketmez, çok severim ve senelerdir kullanırım...''
 
Hostes yüzündeki şaşkınlığa karışmış hafif bir küçümsemeyle birlikte ''aaa, öyle mi?'' dedi, ''ne kadar benziyor Black Orchid'e, bir erkek kokusu demek ha, hayret doğrusu...'' Gülümseyerek tekrar kitabıma döndüm. Neyse efendim; bende de bir merak hasıl oldu tabii haliyle, acep bu ''Black Orchid'' nasıl bir şeydi, kaça satılırdı, benim kullandığım kokuya hakikaten denk miydi falan... Araştırma sonuçlarımı açıklayayım, bu hostesin benim üzerimdeki koku sandığı parfüm, bu da benim kullandığım. Hafif baharatlı ama asla ağır olmayan, enerjik ve taze bir kokudur kendisi, ben yağmur sonrası orman kokusuna benzetirim, herhalde bir on senedir hayatımdadır, halen bıkmamışımdır, pek severim, bir erkek kokusu olarak tasarlanmış ve pazarlanmış olmasına da hiç aldırmam, acımadan kullanırım yani:) Popüler/moda parfümlerin, kısa süreli benzer etki yarattıktan sonra giderek berbatlaşan ve ucuz oda spreyi kıvamına dönüşen o çakmalarını kullananlara da belki bu yüzden hayret ederim. Free-shoplarda bile sağlam fiyatlara satılan bazı kadın parfümlerinden 100 ml. bir şişeye sayacağınız parayla bundan üç şişe falan alabilirsiniz çünkü, üstelik gayet kalıcıdır, püf diye uçup gitmez, fiyatı da senelerdir aynı ortalamayı korur, fazla değişmez. Black Orchid ise okkalı bir fiyata satılıyor gördüğünüz gibi ve kokusu ana tema olarak benzer tonlar taşısa da, bana göre Versace Blue Jeans'ı geçemez, çok fazla kadınsı, hayli de yoğun, bence taşınması zor bir koku... Evet, şaka gibi:)

Son yurtdışı seyahatimden dönerken, evde halen iki şişe Blue Jeans'ım olduğundan bazı siparişler dışında Lizbon Havaalanı free-shopunun parfümeri reyonlarıyla ilgilenmek niyetinde değildim ama, hayranı olduğum Japon tasarımcı Issey Miyake'nin bölümüne geldiğimde elimde olmadan duraksadım. Zira seneler evvel bu adamın tasarladığı ''L'eau D'issey'' adlı parfümle tanışmış ve epey uzun bir süre onu kullanmıştım. Hafif ama çok etkileyici, basit görünen ama çok derin kokuların sihirbazıdır kendisi, ambalaj tasarımlarının sadeliğine de bayılırım zaten. Arkadaş ''A Scent by Issey Miyake'' adı altında yeni bir şey çıkarmış, her zamanki gibi öyle dümdüz, şatafatsız, sade, suya benzer, çok uçuk yeşil, şeffaf, her haliye saf. Bu saf sadeliğiyle, rafları dolduran o püsküllü, süslü-püslü, taşlı-tüllü ve hâttâ tüylü (!), ''ben çok seksî, büyülü, fettan ve adamı yere yapıştıran bir kadın kokusuyum ey ahalîîî, görün beniii, alın beniii!..'' diye bas bas bağıran ötekilerin arasında sessiz bir başkaldırı gibi duruyor, tek başına, dik, zarif ve fecî özgüvenli. Tester şişesi bana, ben ona baktım, bir müddet düşündüm, sonra denemeye karar verdim. Sol dirseğimin iç kısmına sıkıp bekledim, koku biraz yerleşince tüm dikkatimi vererek kokladım ve...

Sonra kendimi kasada, elimde bir şişe Issey Miyake iksiriyle ödeme kuyruğunda buldum:) Taze biçilmiş çimen kokusuna karıştırılmış çocukluk günleri, dalgalara kapılıp kıyıya vuran yosun kokusuyla elele tutuşmuş ince bir hüzün, iddiasız, çocuksu bir zarafetin üstüne ustaca giydirilmiş hınzırlık gömleği, küçük bir kızın dupduru ve henüz kirlenmemiş gülümseyişi... Gibi, sanki... Anlatması zor geldi şimdi. Uzun zaman sonra ilk defa Versace Blue Jeans'den başka bir koku, üstelik bir kadın kokusu aklımı çeldi ve kendini bana kabûl ettirdi diyebilirim. İlk sürüldüğünde başka bir hikâye anlatırken, biraz bekleyip eskidiğinde çok farklı bir başka hikâyeye geçiş yapıyor, insanı başarıyla şaşırtıyor! Parfüm öyle başka şeyler gibi tavsiye edilmez, sürüldüğü tene göre konuşur çünkü, ayrıca seçmesi de, kullanması da incelik ister, bu mânâda gayet kişiseldir bilirim ama, gene de bu masal tadındaki parfümün alanı, kullananı çok OLsun isterim. Ve farkındayım tabii; bu tamamen kendi bencilliğim:) 

Yeni haftaya hayranı olduğum bir başka adamın, Eddi Anter'in şu cümlesiyle giriş yapmak da en az bu parfüm kadar kalıcı bir etki yaratır düşüncesindeyim:

''Hayatında yapmak istediklerinle yaptıklarının arasındaki fark; göze girmekle göze almak farkına eşittir...''

Evet, şimdi herkese iyi ve dopdolu haftalar efendim:)

Hiç yorum yok: