14 Ağustos 2012 Salı

Amin...

 
Muazzam kâinatın ihtişamlı bütünlüğü içinde, aslında bir mavi toz zerresi bile sayılamayacak kadar küçük kalan dünyamızda her türlü yoksunluğun, yoksulluğun, zûlmün, savaş, şiddet ve kötülüğün son bulmasını dilemek, olmayacak duaya ''amin'' demekten öteye geçmez, geçemez, farkındayım. Zira; bu dünya, bu boyut ''dualite'' (zıtlık, ikilik) esası üzerine varedilmiş İlâhî OLan tarafından, beyazın varolabilmesi için siyaha, aydınlığın varolabilmesi için karanlığa, netliğin varolabilmesi için gölgeye, iyinin varolabilmesi için de kötüye lüzûm var, ne çare, böyle bu... (Aksinin geçerli olabilmesi için ilâhî mimarın, yüce varedenin ana kodları değiştirmesi ya da toplam bilince şok etkisiyle boyut sıçratması gerekiyor ki, ona biz zaten müdahale edemeyiz, zamanın bir yerinde olur ya da olmaz, onu da bilemeyiz.) Lâkin; bu zıt kavramların dengede OLma hali üzerine kurulmuş bir düzen bu elbette, mütemadiyen birinin diğerini galebe çalması değil yani. Bu sebepten; ben kutsallık atfedilen, hep birlikte dua ve ibadet edilen ne kadar zaman varsa, hepsinde bu temel ''denge'' için dua ve niyet ediyorum haylidir, gene öyle yapacağım. Bilhassa dünyanın canının acıdığı bölgeleri düşünerek, oraların şifalanması için niyet ederek yapacağım çalışmamı. Ve tür ayırdetmeyeceğim elbette, haddime mi düşmüş o benim, tövbe! Kollektif bilincin yükselmesi için, bizlerin ve bütünün en yüksek hayrı için OLsun dualar, niyetler bu gece, yüce Allah hangilerini kabûl edip-etmeyeceğini ilâhî iradesi ile biliyor nasılsa. Kadir Gecesi hayırlı OLsun, etrafımız ilâhî nurla, melek enerjileriyle dolsun, hayır dualar, niyetler dünyamıza, insanlığa şifa OLsun, ve öyledir. Amin...

Hiç yorum yok: