17 Kasım 2009 Salı

Şu İzmir'le Bergama'nın arası...

Bugün Bergama/Çaltıkoru Barajı'nda bir basın toplantımız vardı. ''Şu İzmir'le Bergama'nın Arası...'' diye başladık türkümüze ve harika bir hava eşliğinde ''vira bismillah'' deyip yola koyulduk sabahın erken saatlerinde... Arabadaki sıcak poğaça ve çay muhabbeti de çok iyi geldi tabii, haliyle:)

Köpeksiz şantiyeye şantiye mi denirmiş efendim? Bu şantiyeli küçük köpek kızla öpüşüp koklaşmadan, bebeciğin ruhunu ve karnını bi güzel doyurmadan  Handan Hanım'ın öyle brifing verdiği falan görülmüş şey miymiş? :) Elbette değilmiş, zaten araba kimi lojistik destek malzemeleri ile daha yola çıkmadan yüklenmişmiş, mamalar, kaplar, artık torbaları vs. bagaja yerleşmişmiş, yani öncelikler baştan belliymiş...

Eh, burada da öpüşüp koklaşma, top koşturma, karşılıklı beslenme ve eğlenme faslı bitmiş, sıra basına verilecek brifinge gelmiş zira İzmir'in suyu ve DSİ'nin 2010 yılı projeleri gayet önemli meselelermiş, vaziyeti şööyle etraflıca anlatmak gerekirmiş...

Tee oralara kadar gidip de AGROBAY Seracılık'a uğramadan dönmek hakikaten önemli bir eksiklikmiş. E ihmâl edilmemiş, uğranmış tabii, o güzelim seralar yeniden gezilmiş, allı-yeşilli biberler, toparlacık domatesler dalında koklanmış, sevilmiş, firma çalışanları ve becerikli işçi arılar bir kez daha içtenlikle tebrik edilmiş. Handan Hanım bugün hayli yorulmuş efendim, artık dinlenecekmiş, bu sebeple asıl hikâyeler sonradan gelecekmiş, bunlar yemek öncesi hafif ikram mahiyetindenmiş. Haaa, bu arada; gezi boyunca neredeyse bütün fotoğrafları sevgili Arif Çiçek Bey çekmiş, meğer bizim ''Çiçek Arif''imiz çevre ve sokak hayvanlarına duyarlılık&yardım bilinci yanında ''olay yeri foto muhabirliği'' konusunda da çaktırmadan kendisini yetiştirmişmiş, bu vesile ile ona gönülden teşekkür edilirmiş:) Diğer fotoğraflar ve yazılarda buluşmak üzere, şimdilik müsaade istenirmiş...

2 yorum:

Konsolide Denemeler dedi ki...

Bloğunuz gerçekten güzel.İçaçıcı ve takip etmekten zevk alacağım.

ibrahim dedi ki...

Bloğunuzu zevkle okudum fakat Çaltıkoru Köyü kadar gidipte Türkiye’nin en lezzetli tulum peynirini tatmamış olmanız büyük kayıp