18 Aralık 2012 Salı

Ak kedi-kara kedi...

 
''Hangi din olursa olsun ve hangi öğreti, disiplin olursa olsun, hepsinde bir, iyi-kötü mücadelesi, siyah-beyaz mücadelesi var. İsimler ve şekiller farklılık gösterse de biliyoruz ki, kadim uygarlıklardan günümüze kadar ulaşan kaynaklarla bu savaş hep var ve varolacak da. Habil-Kabil ile başlayan süreç, Agarta-Şambala, Mu-Atlantis, Ying-Yang, İnsan-Şeytan’a kadar ulaşırız. Bunlar bilince işaret etmekte, bir taraf insan bilincinin aydınlanması iken, diğer bir taraf insan bilincinin en karanlık, negatif enerji üretebilen tarafı.  Bu dahi bir sistem için gerekli, bilinç kendini geliştirecek ortama bu zıtlıklarla ulaşmakta, zaman zaman hissettiğimiz korku, pişmanlık, öfke gibi duygular doğrudan bilinci etkileyen güdülerdir. Bu duyguları oluşturan zeminler vardır,  kim korkar? Korku duymasını sağlayacak, bilincin alt katmanını besleyecek insan korkar, kim pişmanlık duyar, bilincin alt tabanında istemeden kendisine ve diğerine zarar veren insan pişmanlık duyar. Kim öfkelenir, bilincin alt katmanında bulunan egosuna saldırı olan insan öfkelenir...'' diyor değerli Elif Hece Öztürk kardeşim blogunda yayınladığı yazıda ve ekliyor:

''Zamanın bir havuz olduğunu, insan bilinciyle dolduğunu belirtmiştim, dünyamıza göre olan zamanın da bir bilinci var, zaman da, insanla birlikte gelişen bir canlı, kıyameti hem fiziki hem de ruhsal olarak Evrensel Yasa olan din-dinlerden ayrı düşündüğümüzde farkındalığa ulaşamayız. 2012 için tevafûk bir tarih diyebilirim zira her dönem için, o havuzun içinde yer alanların arasında, insan-ı kâmiller, rehberler, kıyam edenler vardır. Bulunduğumuz dönem ve sonrasının farkı ise, yaşadığımız hiçbir çağa benzemeyen, garip olaylar ile toplu bir bilinç kıyam-et’ine geçeceğimiz ve geçmek zorunda da olduğumuz gerçeği. Yüzleşme yaşayacağız, aslımıza döneceğiz, dönmek zorundayız, bir tür saf seçme, bir tür bu bilinç inşaatının neresindesin bunu görme dönemi. Karanlık, gölge yanımız bizden bağımsız değil, bizim ürettiğimiz bir enerji ve bu enerji vanasını kapatmak adına insan daha hevesli olacak. Bireysel düşünceler, eylemler bundan sonra daha kolektif eylemleri doğuracak. İnsan bilinciyle ölümsüzdür, bedeni ve sahip olduğu metalar ile değil,  bedenler semiz, gösterişli ve parlak, ruhlar cılız, sönük ve hastalıklı, Evrensel Yasa olan dinlere ait gerçeklerin açığa çıkmasıyla, insan yine ruhsal şifasını buralardan alacaktır. Şu anda yaşadığımız dönem, dinlerin de kirlendiği, bu bilinç kıyam- et’inde insanın, inandığını yaşadığı değil, yaşadığına inandığı bir dönem. İlahi olanın bu kıyam-et sahnesinde müdahalesini göreceğiz bol bol. Zira şu anda yaşanılan bana göre, insanın bilinç olarak hayvanlardan daha aşağıya düştüğü  bir dönem ve bu bir yükselişi gerektiriyor. Sebepleri elbette dramatik olacak, hem bilinç hem de yaşam alanında...''

Haydi hayırlısı diyoruz her zaman OLduğu gibi, yönünü tayin etmek zorunda artık içimizdeki o ak kedi-kara kedi:) Yani; o türlü bahaneye sığınma, gerçeklerden kaçma, kendini oyalama zamanları bitti...

2 yorum:

Adsız dedi ki...

Siz,herşeyi biliyorsunuz,yada bildiğinizi sanıyorsunuz))

Handan Demiralp dedi ki...

Oooo değerli ''adsız'' okur, hoşgelmişsiniz, uzun zamandır sesiniz-soluğunuz çıkmıyordu, vallahi özlettiniz:) Siz nasıl buyurmuşsanız öyledir, aksini söylemek ne haddimize efendim, tabii, elbette ve hiç şüphesiz öyle. Siz nasıl düşünüyorsanız gerçekliğiniz de odur zaten, ona ne şüphe? Siz ne derseniz o konuda boynumuz daima kıldan ince. SağOLunuz, varOLunuz, hayırlı akşamlar dileklerimle:)