7 Aralık 2012 Cuma

Fuardan bildiriyorum...

 
Dünyadaki benzer ''konsept fuar'' örnekleriyle kıyaslandığında logosundan başlayarak hayli amatör kalan bir fuar olmuş ''Travel Turkey İzmir'' ama bu beni hiç şaşırtmadı doğrusu, zira İzmir gelişim-değişim-dönüşüm, kent yönetimi ve profesyonelliği açısından ülkemizin birçok şehrinden zaten çok geride... Yakından baktığınız hemen her sektörde bunu tesbit etmeniz mümkün İzmir'de, lâf çok ama hareket yok yani, bu yüzden konuştuğum hemen herkes yana-yakıla şikayet ediyor ama değişen bir şey de yok, hep yerinde sayıyor, yürüyüp geçenlere arkadan yetişmeye çalışıyor gibi mevcut haliyle bir de EXPO hayâlleri kuran bu güzelim şehir:( Kartondan yapılma uyduruk dekorlarla, kasaba panayırı havasında fuar tertip etme işleri çok zaman öncesinde kaldı, artık ticaretin de, iletişimin de farklı boyut ve anlamları var, insan daha farklı şeyler bekliyor haliyle, böyle adı olan bir fuarda kuru kalabalığı çekme amacından ziyade şeyler de olmalı bence...

Sanıyorum benim bu konseptde bir fuardan beklentilerim daha fazlaydı, bu nedenle hiç tatmin olmadığımı söyleyebilirim. Canlı yayından sonra her köşesini dolaştım, dediğim gibi, ı-ıhh, çok amatör kalmış, olmamış. Lâkin; bu fuarın konusu ''yöresel gastronomi'' olsaydı belli bir başarı çizgisinden bahsedilebilirdi diye düşünüyorum. Sabahki canlı yayını Kütahya standından gerçekleştirdik ve orada kahve+lokumla başladık gastronomik maceraya, ardından TV yayınını yerinde izleyen diğer şehir standlarının yetkilileri arka arkaya davet etmeye başladılar. Rize standında çay, Isparta standında gül şurubu, gül reçeli ve gül herşeysi, Uşak'da acılı ev tarhanası, Silifke'de kayakoruğu turşusu, cezerye, Adapazarı'nda balkabağı ve ayva lokumları, Ürgüp'de sütle çifte kavrulmuş kabak çekirdeği,  Afyon'da kaymaklı ve herbişeyli lokumlar, Beypazarı zaten saymaya gelmez, yaprak sarmasından Beypazarı kurusuna kadar türlü lezzet, Malatya'da her nevî kurutulmuş meyve ve doğal çerezler, Foça'da halis sızma zeytinyağı, zeytin türleri ve esmer ev ekmeği, Kars'da ballar, kaymaklar, eski kaşarlar, orada köpük helvası, burada harnup pekmezi, şurada cevizli sucuk, arada azıcık taze kavrulmuş leblebi, kuşburnu suyu, tee orada melengiç kahvesi, aha da şurada sakız reçeli, az ötede fındık ezmesi, mis gibi süt kokan Vakfıkebir tereyağıyla cilâlanmış  Trabzon ekmeği üzerine bir dilim yöre peyniri derken... Van standındaki kafesten kafaları uzatıp okşama talep eden Van kedisi arkadaşlara ''bu komple Türkiye lezzet mozaiğinin üzerine sizi de yiyeyim de tam olsun bari fıstıklar!..'' derken buldum kendimi:) Hayır, ikram edilenleri almadığınızda ya da buyur ettiklerinde girip oturmadığınızda alınıp gönül koyuyorlar öte yandan, ''şu standda şunu şunu yediniz-içtiniz ama, gördük, bakın bizim de şuyumuz-buyumuz çok meşhur, muhakkak tatmalısınız, buyrun, yooo, hayatta bırakmayız, aaa lûtfen, hadi ama...'' ısrarları karşısında çaresiz kalıyor insan. Ülkemin dört bir tarafından meşhur yöresel tadlarıyla, ürünleriyle birlikte çıkıp gelmiş bu misafirperver insanlara gönülden teşekkür elbette, lâkin böyle bir fuar turunun ardından istikamet direkt en yakın tuvalet olabilir, benden söylemesi!..

Maldivler standında, diğer yerlerde hediye edilen türlü ıvır-zıvır torbalarıyla dolu ellerimi görüp hemen paketlerimi elimden alan ve hepsini çok hoş, mor renkli bir bez torbaya yerleştirerek bana bembeyaz dişlerini gösteren gülümsemesiyle geri veren uzak doğulu genç adama bilhassa teşekkür ettim, ciddî bir sıkıntıdan kurtardı hakikaten beni sağOLsun. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti standında o çok sevdiğim ve özlediğim Kıprıs aksanının salak dizi versiyonlarını değil, en hasını, orijinalini işitmek ve görevlilerle sohbet etmek de ayrıca memnun etti beni:) Güzel Anadolu insanımın gülümseyerek yaklaşıp ''sizinle bi fotoğraf çekinebilir miyiz acaba?..'' vaziyetinin de halen devam ettiğini gözledim öte yandan, hayır biriyle poz verince ardından standdaki herkes toplaşıyor, iş uzuyor ama olsun, bu eski bir meraktır, işimiz icabı alışkınızdır, pullarımız dökülmüyor ya neticede, kırmadık kimseyi, çekindik durduk habire:) Bir milyon tane kalemim, bin çeşit anahtarlığım, dünya kadar ajandam, notluğum, ıvır-zıvırım da oldu ama çoğunu dağıttım bile, gerçekten ihtiyacı olanlar kullansın, değil mi ya? Kısaca; bu fuar daha ziyade bir ''yöresel lezzetler'' fuarı olmuş, bu şekliyle belki kabûl edilebilir ama, turizm ve seyahat başlığı altında daha fazla şey olması gerek bence. Yarın ve Pazar günü de, saat 11.00'de, TRT Belgesel Kanalı'nda, ''Buluşma Noktası: Türkiye'' programında, ''Travel Turkey İzmir''den, farklı standlardan bağlantılarla huzurlarınızda olacağım efendim. Haa, soracak olursanız diye peşinen söyleyeyim, evet, haliyle artık bu akşam yemek yemedim:) 

Hiç yorum yok: