20 Ekim 2012 Cumartesi

Teşekkürler Lizbon, herşey için...


Anıtın akşam manzarası güzeldi ve kuşların heykele ilgisi hiç azalmamıştı:) Lizbon'un en eski pastanesi  180 yıllık Casa Baltazar'da (Confeitaria Nacional olarak tanınıyor aslında)  birşeyler yemek üzere o tarafa giderken son bir fotoğrafını çekeyim dedim... Bu arada; bahsettiğim meşhur pastane dünya çapında ödüllere de sahipmiş meğer, çoğu da asla sapmadığı kalite geleneğiyle beraber, ilk kurulduğu zamanki halini halen muhafaza ettiği için verilmiş. Hakikaten öyleydi, atmosferini ve ürünlerini çok beğendim. Geleneksel tariflere bağlı kalınarak pişirilmiş, son derece lezzetli ve büyük bir dilim pastaya 2.30 euro ödüyorsunuz ama kesinlikle değer. Lizbon'a yolunuz düşerse bu pastaneye uğramadan geçmeyin derim...

Libon'un saygıdeğer balığı sardalya, kentin en sevilen motiflerinden biri olan tarihî tramvayın üzerinde de yerini almış gördüğünüz gibi...

Santos bölgesindeki çok eski ve artık içinde kimselerin oturmadığı evlerin kapıları da duvar sanatçıları tarafından ihmal edilmemiş. Bu resim en sevdiklerimden biri oldu, çok sevimli, değil mi?:)

Lizbon toplu ulaşımın çok yaygın kullanıldığı bir şehir. Belki de bu yüzden trafiği sakin ve düzenli. Bu gördüğünüz, kentin çok eski zamanlarından kalma üç funikülerinden biri olan ''Ascensor Da Bica''. Sıkı durun; 1892 senesinde halka hizmet vermeye başlamış ve halen de devam ediyor! Maşallah diyelim mi, diyelim bence. Lizbon yedi tepe üzerine kurulmuş ve yokuşu bol bir şehir olduğundan, sahil tarafından üst kısımlara ulaşabilmenin pratik yolları aranmış ve bu şekilde bulunmuş. Vaktiyle su ve su buharı ile çalışan bu şehir asansörü, şimdi elektrikle çalışıyor...  
 
Hizmet vermeye başladığı zamanki vagonlarını halen kullandığını da söyleyeyim ki; iyice şaşırın! Şehrin farklı yerlerinde bunlardan iki tane daha var. Biraz sıkışmak kaydı ile en fazla onbeş kişi taşıyabilen vagonlar bir aşağı, bir yukarı habire gidip geliyor. Bizim eve birkaç dakikalık yürüme mesafesinde olan ''Ascensor Da Bica''yı, şehrin en hareketli bölgelerinden biri olan ''Bairro Alto''ya kolayca ulaşmak için sıkça kullandık ve çok sevdik. Ayaklarınıza ve nefesinize güveniyorsanız, aynı yolu bilmemkaç yüz basamaklık bir merdivenle de katedebilirsiniz tabii. Eğer toplu ulaşım kartı almamışsanız, bu kısa ama çok keyifli yolculuk için 3.5 euro ödemeniz gerekiyor. Ama 5 euro ödeyip, 24 saat geçerli toplu ulaşım kartı alırsanız dilediğiniz kadar inip-çıkabilirsiniz, kimse sizden para falan istemez:) Bu kartlar otobüs, metro, tramvay, funiküler ve vapurlarda geçerli. Yani bu kartı alırsanız, günde 5 euroya bütün Lizbon'un tozunu attırabilirsiniz...

Funiküler hattı daracık bir sokakta, evlerin, dükkânların önünden işliyor. İnip-çıkarken hayâl edebileceğiniz en güzel Lizbon fotoğraflarını da çekebilirsiniz yani, hayatın içinden geçiyorsunuz çünkü. Tarihine her anlamda sahip çıkmış Lizbon'u ve Lizbonluları bir kez daha kutlamak isterim doğrusu, ekmek almaya bile arabasıyla giden, öyle yapmazsa pullarının döküleceğini zanneden yurdum insanına da sevgiler sunarım bu vesile ile!..

Artık güzel Lizbon'a veda etme zamanı. Yarın yolcuyuz. Varlığımıza çok şey ekleyen bu tarihî şehre geleneklere uyarak ve kendi dilinde veda etmek isterim: ''Obrigado Lisboa...''  Hiç unutmayacağım seni:)


5 yorum:

Mustafa dedi ki...

Obrigado...Handan hanım

Handan Demiralp dedi ki...

De nada Mustafa Bey, sağolun benimle buraları adım adım gezdiğiniz için:)

Mustafa dedi ki...

No importa Muchas gracias… Me encanta el look más

Handan Demiralp dedi ki...

:) İspanyolca en sevdiğim dillerdendir, çok teşekkür ederim. Tüm aileye selâm ve sevgilerimle...

Adsız dedi ki...

Bende ispanyolca biliyorum!! Prencesa...
Dödüğünde şerefine kordonda sardalya ziyafeti için randevu bekliyorum=)