17 Ekim 2012 Çarşamba

Lizbon'dan sabah haberleri...


Sevgili Batos banyolardan detay istemişti, bu benim banyomdan lâvabo detayı. Yalnız çok da kullanışlı olduğunu söyleyemeyeceğim, zira metal lâvabonun etrafı bizdekiler gibi fayans ya da mermer değil masif ahşap ve kullanırken gayet tabii olarak su sıçrıyor, habire silmek gerekiyor ya da ben öyle yapma gereği duyuyorum, bilemeyeceğim artık... Ama göze hoş göründüğü kesin.

Günün hayli erken başladığı banyodan mutfağa geçiş, kahvenin suyu kaynamakta, Lizbon'daki ilk kahvaltıda bol patatesli İspanyol omleti ''tortilla'', vanilyalı soya sütü, kekik/limon çeşnili zeytin, yöresel peynir ve kahve mevcut. Buralarda bildiğimiz siyah çayın yüzüne pek bakan yok...

Final bir Lizbon klasiği olan ''Belem tatlısı'' ile yapıldı. Köşedeki ufak fırından taze taze alındı, mikrodalgada biraz ısıtıldıktan sonra kahveyle birlikte lüpletildi, söylendiği kadar varmış, hiç de abartılmamış, pek güzeldi, evet... 
 
Lizbon'da gün yağmurla başladı. Kapılar-pencereler uyanır-uyanmaz tarafımdan ardına kadar açıldı, bol ozonlu temiz yağmur havası içeriye buyur edildi. Tütsüler yakıldı, sonra salonda, güzel ahşap Buddha heykelleri önünde sabah yogası yapıldı ve isteyenlere yaptırıldı:) Esneyen kaslar ve ruhlar güne hazır hale geldiğinde de, kahvaltı masasına geçildi. Yağmur devam ediyor, birazdan çıkıp yağmurlu Lizbon'a karışacağız. Güzel bir gün OLsun, herkes için...

Hiç yorum yok: