18 Ekim 2012 Perşembe

İçinizdeki Aztek benim:)

''Derler ki; bilge kişi her gün bir başkasından yeni bir şey öğrenen kişidir. Mutluluğun anahtarı ise, elinde olanları görmekte yatar. Kuvvetli olan kişi de, zayıflığını bilen ve içinde olan kötü eğilimi iyiye çevirebilendir. Hangisini istersen o OLursun. İste ve OL...''
Eddi ANTER

Lizbon'un ana meydanlarından birinde görkemli heykeli olan bu adam, içindeki keşfetme ve fethetme arzusunu pek de iyi yönetememiş aslında, bu nedenle bana göre başarılı sayılmıyor ama, dünya tarihi o bildik kahramanlık ezberinden beslendiği için farklı konuşuyor tabii. Bence keşfetmek başka, ait olduğu topraklarda huzur ve güven içinde yaşayan yerli halkı soykırıma uğratıp, zenginlikleri yağmalayıp ''işte ben de bu toprakları böyle keşfettim, ne yüce adamım lan ben!..'' egosuna teslim olmak başka... Bu Portekizliler öteden beri denizci millet tabii, habire denize açılıp açılıp ''ya biz aslında keşif yapıyoruz, yanlış anlamayın haaa'' diyerek uzak kıtalarda kendi halinde mutlu-mesut yaşayan yerli halkların köküne kibrit suyu ekmiş, ellerinde onlara ait ne varsa, inanç ve kültürleri de dahil koparıp almışlar! Bu nedenle, bugün bir Güney Amerika ülkesi olan Brezilya'nın anadili Portekizce, haydi şimdi gel de bu uzak alâkaya çay demle! Aslında bir İspanyol olan 
Hernán Cortés için ben bu yüzden ''kaşif'' diyemiyorum, ''denizci komutan'' tanımını da dileyen kullansın, beni bağlamıyor, hiçbir savaş içinde namus olduğuna inanmam ben, savaşın namusu olmaz! Neyse ki garibim Azteklerin ahı yerde kalmamış, Karma Yasası gene işlemiş ve vaktiyle büyük komutan, başarılı kaşif, Meksika fatihi vs. diye nitelenen bu adam bir köşede unutulmuş şekilde ölüp gitmiş. Heykeli meydanın orta yerinde duruyor durmasına ama, gayrı ne fayda? Başındaki miğferin ve elinde tuttuğu asanın üzerinde sevimli martılar oturuyordu, artık orasına-burasına konup habire pisleyen alaycı martıları bile kovamayan Hernán Cortés'e kendimce hürmetlerimi sundum, kabûl eder ya da etmez, artık orası onun bileceği iştir, ben Azteklerin tarafındayım, içinizdeki Aztek benim yani, duydun mu Portekiz, he he:)

5 yorum:

Lale Kuyucu Azak dedi ki...

İçimizdeki Aztek'i seviyoruz :) Ve hatta aslanım martılar; kim tutar sizi! :))

Handan Demiralp dedi ki...

:) Bir Aztek daha eklendi listeye anlaşılan, ya da aslında hep oradaydı ihtimâl. Seni ve sana dair herşeyi çooooook uzaklardan kucaklıyorum. Bu arada; tek gözlü bamyamız ölümün kapısını çalıp ceee dedikten sonra geri dönmüş, haberini az evvel aldım ve havalara uçtum resmen:) Şükürler OLsunuma sen de katılacaksın, eminim. Bamyalar sıra sıra ölüme gitseler de, elimiz de hâlâ bamyalarımız mevcut maşallah, yaşasın:) Öpüyorum...

Lale Kuyucu Azak dedi ki...

Biz de seni kucaklıyoruz :) Bamya kızım o işten vazgeçsin; bizimle OLsun. İhtimal, doğarken onlarla gelen bir şeyi yenemedi 3 kardeşi ama, Bamya bu dünyada kalsın. Olma mı? İyi gezmeler dileriz :)

Adsız dedi ki...

Vee.....
Prensesimizde 'SEN'sin Küçük ada Prensesi dön artıkk...=(

Handan Demiralp dedi ki...

Döndüm, döndüm, çok şükür evimdeyim, merak etme:) Sevgilerimle, görüşmek üzere...