9 Temmuz 2012 Pazartesi

Yangın...

 
Devlet Tiyatroları'nda kısa bir süre oyunculuk yaptığım o gençlik günlerimden beri ismiyle büyülendiğim oyun olmuştu hep... İstanbul'da, Osmanlı devrinde yaşanan fantastik bir aşk hikâyesini konu edinen ''Aşkımız Aksaray'ın En Büyük Yangını''nda oynayabilmeyi hep istemiştim ama, benim oyunculuk serüvenimde merhum Haldun Taner'in ''Keşanlı Ali Destanı'' hiç peşimi bırakmayacaktı, bu oyunu hem yönettim, hem oynadım defalarca, farklı yerlerde, farklı rollerde, farklı zamanlarda. Velhasıl; Güngör Dilmen'in beni ismiyle büyülemiş bu oyununda sahneye çıkmak kısmet olmadı bana. Ve şimdi haber aldım ki; o yangın da sönmüş:( Değerli sanatçı Güngör Dilmen Kalyoncu'yu da uğurlamışız kutsal ışığa. Tekâmül yolu açık OLsun. Ben onu ''Midas'ın Kulakları''ndan önce ve daima bu oyunuyla hatırlayacağım. Aşkımız Aksaray'ın en büyük yangını...ydı, demek o yangın da söndü artık, yani bir kez daha ''tozlar tozlara, küller küllere...'', peki o halde, çaresiz güle güle:(

Hiç yorum yok: