28 Temmuz 2012 Cumartesi

Amiral gemisi mi?..

 
Evet; Samsung Galaxy S III için kullanılan ifade bu, ''Samsung'un amiral gemisi''... Ben öyle karmaşık teknik özelliklerden, çift çekirdekten falan anlamam pek, çok gelişmiş özellikte olduğu söylenen ekranına (süper amoled miymiş, neymiş) dokunulduğunda sanki suya dokunmuşsunuz gibi üç boyutlu/sesli  bir efekt içermesi ve hakikaten çok ama çok ince, fit bir cihaz olması ile cezbetti beni... Beyaz renkli olanını seçtim, lacivertten daha şık göründü gözüme. Şimdi aramızda organik bir bağ kurulması için uğraşıyoruz karşılıklı, ''ten uyumu'' kısmını geçtik sayılır. Tuşlu telefonlara alışık biri için kullanımı hayli müşkül sayılabilir, bir de ince parmaklı olmanız gerekiyor, hâttâ sanal tuş takımını tırnağınızla kullanmanız daha ideal, öyle tombul-topalak parmaklarla kullanılabileceğini sanmıyorum doğrusu, habire yanlış tuşa basıp sinirlenebilirsiniz (ki; şimdi öğrendim, bu aletin de özel kalemi varmış tabii, yoksa öyle herkes kullanamazdı, vallahi ve billahi). Bu telefon kendisi gibi ''ince'' olmasını istiyor sanki kullanıcısının, öyle höt-zöt davranılacak bir alet değil yani, fecî hassas! Pek anlamam demiştim ama; kullanma kılavuzunda mesafe katettikçe görüyorum ki; hakikaten müthiş teknik özellikleri var. Canım-cicim Merkür'ün Ağustos'un 8'ine kadar devam edecek olan geri hareketi pekçok elektronik zımbırtıyı bozup attığı gibi, benim telefonlarımda da sapıtmalara sebep oldu! Oyalandım bir müddet ama, baktım olacak gibi değil, şöyle kısa bir piyasa araştırması ve bu işlerden anlayanlarla fikirleşme neticesinde ''Samsung'un amiral gemisi''nde karar kıldım. İlişkimiz daha yeni başladı tabii, henüz ikimiz de acemiyiz. Giderek bir aşka dönüşür mü derseniz? Bilmem, bakalım, orasını zamanla göreceğiz...


(Kötü bir günden iyi bir günmüş gibi bahsetme yalakalığını yapmam, evet, bugün hayli zordu ama şükür ki geçti. Bitenler bitti, gidenler gitti, ve sen ışığa uğurladığım sevgili küçük saf ruh, yolun aydınlık OLsun, pek kısa bir hikâyeymiş meğer seninki ama, senin tekâmül seçimine ben nasıl karışabilirim ki? Meleklerle OLasın, artık ''İlâhî OLan''ın şefkatli kucağındasın, bundan böyle kimse incitemez seni, güle güle...)

6 yorum:

Demet dedi ki...

Temmuz bana da zor geldi Handan... Telefonuna bayıldım, iyi günlerde kullan.

Handan Demiralp dedi ki...

Sağolasın Demet; farkında OLanlar için zorlu uyumlanmalar dönemi, olmayanlar için zaten sorun yok, değil mi? Sevgimle kucakladım seni...

Baturhan dedi ki...

Bir pistancık daha mı ayırdı yolunu.. :((

Handan Demiralp dedi ki...

Hikâyesini bitirdi demek belki daha doğru canım arkadaşım, senin tanıdıklarından değildi, atölyemin önüne bir kutu içinde terkedilen dört zorunlu yetimden biriydi. Onları analarının karnından ayırıp zorla yetim bırakanların sırtına OLsun vebali ve öyledir. Sevgimle...

serpil dedi ki...

Telefonunuzu güzel günlerde kullanın, hep iyi haberler alın.
Pisiciğe çok üzüldüm :(

Handan Demiralp dedi ki...

Çok teşekkür ederim,sağolun. Allah gönlünüze göre versin...