24 Haziran 2012 Pazar

Delilik? :)


Endişe genellikle zihnin illüzyonlarından kaynaklanır, o illüzyonlar da kişinin kendisine ait değildir aslında, etrafı tarafından oluşturulmuş kalıplardır. İhtimâller üzerinde gereksiz bir odaklanma da diyebiliriz buna, ne var ki iyi ihtimâller değil, daha ziyade kötü olanlar önceliklidir bu konuda. Anne-baba, eş, arkadaş vs. tarafından mütemadiyen enjekte edilen bu düşünce kalıpları zamanla yerleşir ve kişiyle bütünleşir. Özetle; endişe kişinin kendisine ait olmayan ama üzerine zorla giydirilmiş bir yanılsama gömleğidir ve pozitif enerjiyi çalar. Kişi kendine rağmen, bu bildik endişe kalıpları içine hapsolur ve içsel huzurunu kaybeder. Endişe beklentilerden beslenir (aramalıydı, aramadı, nerede olduğunu bilmeliyim, niye evde yok, nereye gideceğini bana niçin söylemedi, telefonu niye kapalı, ya başına birşey geldiyse,  yanında kim var acaba, niye gecikti, telefonu da açmıyor, yoksa, yoksa?.. vs.), beklentiniz olmazsa endişeniz de olmaz. Akışa bırakmanın huzuru içinde olursunuz. Akışa bırakmak da güvenmektir zaten, büyük sisteme, kutsal işleyişe güvenmek... Endişe ettiğinizde olumsuz sonuçları çağırırsınız ve endişeniz OLanı zaten değiştirmez. Bu karikatür bunu en kısa yoldan özetlemiş, çok sevdim:) Delilik?.. Kime göre, neye göre?..

Hiç yorum yok: