22 Haziran 2012 Cuma

Bir nefes İstanbul...

 
 
 
 
İstanbul'daydım... Henüz döndüm. ''Kentlerin Kraliçesi''  FSM Köprüsü'ndeki bakım çalışmaları sebebiyle her zamankinden daha fecî bir trafik sorunuyla boğuşmaktaydı,  tabii bundan ben de payıma düşeni aldım ama ne de olsa İstanbul'da yaşadığım zamanlardan buna alışıktım, o yüzden fazla aldırmadım. Aslına bakarsanız, ben bu defa 98 senelik çok eski bir hikâyenin izini sürmek üzere oradaydım. Tarifleri yüzlerce yıldır nineden toruna aktarılan geleneksel yemeklerin pişirilmesine tanık olmak, onları tatmak, antika mobilyalara, pekçok hatıra eşyaya, kitaplara dokunmak, eski fotoğraflar ve belgeler arasında şimdiki zamandan kopmak ve İstanbul'da, çoook eski zamanlardan bu yana sürmekte olan bir kültürün en yaşlı mensuplarından biriyle geçmiş zamanları konuşmak trafik keşmekeşinden çok daha mühimdi benim için... Yukarıda gördüğünüz evlilik fotoğrafında, artık hayatta olmayan güzel gelinin yanında, elindeki silindir şapka ve eldivenleriyle poz veren genç damat, bir alttaki fotoğrafta benim yanımda oturuyordu ve bana anlatacak 98 senelik, çok renkli bir hikâyesi vardı. O heyecanla bana anlattı, ben de size anlatacağım:) Ama önce çekilen fotoğrafları, yemek tariflerini, belgeleri, bilgileri, müzikleri, şarkıları ve aldığım notları bir sıraya sokayım. Şimdilik ayağımdaki İstanbul tozuyla, konuya böyle bir başlangıç yapmış olayım...

Hiç yorum yok: