28 Haziran 2012 Perşembe

Çalkalan ki...

 
Karmaşık enerjiler zamanı; ihtimâl suların adamakıllı bulanıp çalkalanmadan durulmayacağını yeniden farketme zamanı... Spiritüel pratikler elbette yol gösterici ve büyük yardımcı ama, bir de ''insan'' olma hakikati var ortada, hiçbirimiz melek değiliz neticede, bunu tekrar kabûl etmek gereken bir zaman. Bu yol öyle hiç engebesiz, yokuşsuz, dikensiz, dümdüz değil ki. Güzel güzel ilerlerken, bazen pat diye birşey oluyor, dağıtıyor seni...  Hocamdan destek aldım, burada olsa da, olmasa da yetişiyor hepimize sağolsun. Ardından bu yazı geldi, bir dost e-posta ile yollamış, düşündürdü, toparladı, iyi OLdu. Zannediyorum hepimiz şu sıralar kendimizi kozmik bir mikserin içinde çırpılıyormuşuz gibi hissediyoruz ve belki biraz da korkuyoruz bu durumdan... Ama değerli hocamın da söylediği gibi; ''seçtiğin yolda hiçbir engelle karşılaşmadan öyle kaymak gibi, pürüzsüz, dümdüz yol alabileceğini sanmak yanılgıdır, elbette çalkalanacaksın, takılıp tökezleyeceksin. Çalkalanıyorsun diye yargılama kendini, çalkalan, iyice altın üstüne gelsin, içinde biriktirdiklerin, vaktiyle bastırıp sindirdiklerin boşalsın, akıp gitsin, artık gerçekten izin ver buna. Bunu yaptın diye de kendini suçlama, senin lisanın kâfî gelmiyorsa anlatmaya, elbette karşındakinin lisanı ile konuşacaksın, sevsen de, sevmesen de, hoşlansan da, hoşlanmasan da bu durumdan, gereği bu... Çinceden başka lisan bilmeyen biri ile İspanyolca iletişim kuramazsın, unutma. Konuş o halde, hâttâ sadece konuşma, bağır, haykır, at içinde sana zarar veren, seni üzen, kıran-döken, inciten her ne varsa! İnsansın sen, her zaman ve her şekilde  mükemmel örnek olmak zorunda değilsin. Kendinden önce kimseyi koruyup kollamak, kimseyi gözetmek, kimsenin iyiliğini kendinden daha fazla ve öncelikle düşünmek zorunda değilsin. Herkes kendi hesabını kendi görecektir zaten. Herkes yüklendiği karmaları öder, ilâhî yasalar ne seni, ne beni, ne ötekini, hiçkimseyi ayırdetmez, tekâmül plânları daima tıkır tıkır işler.  Hâl böyle iken; kimin ne düşüneceğinden, seni neyle ve ne şekilde yargılayacağından, nasıl suçlayacağından artık sana ne? Senden daha önemli mi bu? Seni hiç alâkadar etmez. Kimseden ve hiçbirşeyden korkma, önemli olan sadece sensin, bulanacaksan bulan, çalkalanıyorsan çalkalan, çalkalan ki; arınıp durulabilesin...'' 


Aldım, kabûl ettim, teşekkür ettim ve öyledir...

1 yorum:

Evren Gül dedi ki...

Çok iyi oldu, yoksa ınu tutayım, bunu kaçırmayayım, derken hayatım polisiye filme döndü....Dikkatli olmaya çalışıyorum....Sükünet çok tavsiye edildi bu süreçte, bakalım, utançtan çok korkuyorum...Umarım olmaz...