30 Mart 2012 Cuma

Vayy benim arslanıma be!..


Hüseyin, arslanım benim, Facebook hesabına eklediğin bu fotoğraflara bakınca dedim ki içimden; ''heyyt ulen, analar neler doğuruyor be!..'' Övünçle paylaşmışsın bu fotoğrafları, e haklısın tabii, ''errrkekkk adam!'' dediğin zaten senin gibi olur koçum, helâl sana, aferin...

De; bir konuyu atlamışsın be arslanım, o elinde tuttuğun ve dört adet bir numara 36 gr. fişek kullanarak indirdiğini göğsünü gere gere aleme ilân ettiğin kuş var ya, o bir ''doğan'' güzelim, koruma altında olan yabanî bir tür yani... Ah be Hüseyin'im, Facebook sayfanı inceledim de az önce, romantik romantik döktürdüğün aşk yazıları falan var orada, fena halde arabesksin, ''gönül çekmek'' der ya hani güzel halkımız, besbelli sende de vaziyet öyle. Lâkin; aşkıyla yanıp tutuştuğun kişi erkek adam olmanın eldeki silahla başarılabilecek kadar kolay birşey olmadığının farkındaysa, kuş indirmekle gönül indirmek arasındaki farkı biliyorsa, hani öyle varsayalım, sen daha çok yalvarırsın ''sohbet edecek kimse yok muuuuu?'' diye be arslanım. Koruma altındaki yaban hayvanlarını öyle canın istediğinde indiremezsin, hadi indirdin, üstüne bir de kanatlarını gerip ''aha da benden kaçan doğanın son hali bu!'' diye fotoğrafını Facebook'da yayınlayacak kadar enayi olamazsın. Olmamalıydın yani, artık biraz geç olmuş tabii :) Gönül çeken adamın yapacağı iş mi len bu Hüseyin, ne yaptın sen koçum? Bilmez misin ki erkek olmanın bir namusu, adabı olduğu kadar avcı olmanın da vardır. Ah be Hüseyin'im, Karagöz'üm, şimdi sana kesilecek cezayla düğünününe masraf edebilirdin hâlbûki, sevdiğin kızın gerdanına beşibiryerdeler falan dizebilirdin, bana bak, en az 6500 lira kadar bir paran vardır inşallah kenarda-köşede, T.C. Orman ve Su İşleri Bakanlığı'na hakkında verilmiş dilekçeler mevcut, bu durumda elini cebine atman gerekecek de bir miktar. Çünkü bilmemkaç numara ve hede-hödö gram fişekle öldürdüğün o kuşu vurmanın ciddî kanunî cezası var! Keşke kuş söyleseydi sana bunu be arslanım, ama vakti olmadı herhal? Neyse Hüseyin gardaş, ya da Trabzon'lu olduğuna göre uşağum diyeyum pen saa, anan seni bu günler için doğurmuşsa söylenecek ne var? Sevdiğin o kızı almak nasip olursa eğer, düğün-dernek kurduğunda başını kaldır da bir yol gökyüzüne bak he mi? Belki bir doğan döner başında, feryatlarıyla o da senin sevincini kutlar!.. Haa, unutmadan, elinde tuttuğun o silahla havaya sıkmayı da unutma sakın düğününde, belki o arada fişek rastgelir de birkaç tanesini daha bedavadan düşürürsün:) Helâl olsun sana Hüseyin, ha uşağum ha, vayy benim arslanıma be!..
(Şimdi hep birlikte Sakarya-Hendek'den en bi usta avcı, bu alemin kralı Hüseyin Karagöz biraderimizi alkışlıyoruz, haydi millet, eller boş durmasın, alkışşşşşş!..)

2 yorum:

Adsız dedi ki...

Merhaba Handan Hanım,
Sokak köpekleri ile ilgili araştırma yaparken ve aslında bütün hayvanları düşünürken, sizin bloğunuza rastladım... Yazınız ve açık yürekliliğiniz için teşekkür ederim. İyi çalışmalar size..

Hakan Güpür

Handan Demiralp dedi ki...

çok teşekkür ederim, yalnız olmadığımı görmek büyük zenginlik. sevgilerimle...