16 Mart 2012 Cuma

Ara haber:)

 
Provadan henüz döndüm, eh, biraz yorgunum belki ama provası bile çok keyifliydi, öyle ki; sabahın köründen beri ayakta olmama rağmen, halen ''sallasana sallasana mendiliiiniii...'' frekansındayım yani:)  2009 senesinde ve gene aynı tarihte, ben o zamanki ismiyle ''Çevre ve Orman Bakanlığı'' danışmanlığı vazifemi sürdürürken davetli olarak izlemiştim bu geleneksel konseri. Doğrusu son birkaç sene içinde izlediğim en başarılı konserlerden biriydi, ayakta alkışlamıştım emek verenleri. Sevgili Mehmet Şafak ile TRT'de defalarca program yapmışızdır zaten, hem sesi, hem TSM bilgisi, hem de şefliği ile son derece saygı duyduğum bir sanatçıdır. Bakan danışmanı olarak izlediğim konserden sonra da kendisini tebrik ederken söylemiştim zaten, ''bu geleneksel konserinizi bir kez de ben sunmak isterim, ne zaman mümkün olur bilemem ama muhakkak isterim...'' demiştim. Kısmet bu seneyeymiş. Kendisinden teklif gelince ikiletmedim, memnuniyetle kabûl ettim tabii:) Üstelik bu seneki konsere konuk sanatçı olarak katılacak olan sevgili Dilek Şafak Çakar&Ali Çakar çifti ile tamı tamına bir sene süreyle TRT FM'de, ''Geceden Sabaha'' programı yaptık, çok değerli sanatçı dostlarımdır. 


Sözün özü;  bu seneki ''21 Mart Dünya Ormancılık Günü Konseri''nde protokol davetlisi koltuğunda değil, ''İzmir Atatürk Kültür Merkezi Yunus Emre Salonu'' sahnesinde, mikrofon başında olacağım efendim:) Hazırlıklarımız son sürat devam ediyor. Kostümümü, ayakkabılarımı ve diğer tüm detayları bu geceye özel seçtim, sahnede hafiften bir ''Hürrem Sultan'' havası estirerek ben de son günlerin bu şatafatlı modasına uymaya karar verdim:) Şaka bir yana, orman varlığımız faydasına düzenlenen bu özel çalışmada herşeyin mükemmel olmasını istiyorum ve inşallah öyle de olacak. Ege Orman Vakfı tarafından düzenlenen bu geleneksel konser daha sonra Ege TV'den de yayınlanacak, tarihini bilâhare duyuracağım. İzmir'de olup da bu şarkılı-türkülü konseri canlı izlemek isteyenler olursa yerlerini şimdiden ayırtmalarını tavsiye ederim. Detaylı bilgi için www.egeorman.org.tr adresine ve 0.232.464 51 60/463 80 80 numaralı telefonlara müracaat lûtfen. Bu çabaları hep beraber destekleyelim ki; ''gelecek kuşaklar orman yok demesin''. O halde, haydi buyrun konsere:)

4 yorum:

Mustafa çınar dedi ki...

Yıllar önce büyük bir orman yangınına şahit olmuştum,içim yanmıştı adeta,şimdi herbaktığımda oralara anımsıyorum o görüntüyü,hala izleri duruyor...

Handan Demiralp dedi ki...

Bir orman yangınına şahit olanın o görüntüyü ve ardından ortalığa inen o korkunç sessizliği unutabilmesi bana göre de mümkün değildir. Sunuşumda benim de şahit olduğum ve o zamanki görevim gereği yerinde takip ettiğim orman yangınlarından bahsederek belki biraz yürek kaldıracağım, evet ama dikkati çekmenin yolu her ne ise o yapılmalı diye düşünüyorum. Orman canklı bir organizmadır ve yanması tam bir felâkettir. Teşekkürlerimle...

mustAfa çınar dedi ki...

Kare kare belleğimde kalmış evet.Orman yangınından sonra geriye koskoca ve kapkara bir hüzün kalıyor,yanan agaçların ardında bıraktığı küller bir kadının başından uçup giden örtü misali hafızada kalıyor .korumak lazım ,sahip çıkmak lazım,sevmek lazım,unutmamak lazım.
Duyarlılığınız için ben teşekkür ederim...

Handan Demiralp dedi ki...

Ve elbette elimizde olan herşeyin kıymetini elimizde tutarken bilmek lâzım... Yanıp kül olduktan sonra ormanlara ağlamanın beyhûde olduğu gibi. Yangın başladıktan sonra ne yapıldığı değildir önemli olan, yangına sebep olabilecek herşeye karşı zamanında hassas ve duyarlı olabilmektir asıl marifet. Tekrar teşekkürle, sağolun...