9 Mart 2012 Cuma

Karma/karıştık...


 
 
  
 

Çalışmadan henüz çıktık ve özetle denebilir ki; bu defaki çizdi geçti!.. Değerli üstad Sami Şarhon, bu kez bizleri geçmiş yaşamların zorlu labirentinde dolaştırmak üzere, yeniden Ezberbozan Atölye'de idi. Tartışmasız her varlığın sahip olduğu, daha doğrusu olmak zorunda olduğu ''karma'' bağlarının öyle yumak çözer gibi çözülmesi elbette kolay değildi, evvelâ ''karma'' üzerine uzun uzun konuşuldu, kafaları kurcalayan sorular soruldu ve cevaplandı, ardından özel/derin meditasyona geçildi ve bazılarımız bundan önceki yaşamlarının acıtıcı deneyimleri ve sonundaki ölüm ile tekrar+ hayli sert bir şekilde yüzleşti! Elbette gene çok şey öğrendik ve birbirimizden çok farklı şeyler hissettik. Geceyarısına kadar süren bu ''past regression'' çalışmasının ardından şimdi yorgunluk var haliyle, biraz dinlenip zihnimi toparladıktan sonra daha detaylı anlatacağım. Yalnızca şu kadarını söyleyebilirim; benim yolum 1944 senesinde (ki; bu tarih çok açık bir vizyon olarak, gayet net bir şekilde geldi) Almanya'da, Münih yakınlarında bulunan ve daha önce de bir gezgin olarak ziyaret ettiğim Dachau Toplama Kampı'ndan geçmiş meğer. 30'lu yaşlarında, çok güvendiği yakın bir arkadaşı tarafından ihbar edilip evinden alınan ve kampa götürülerek oradaki zor şartlarda bir müddet yaşamak zorunda kalan, ancak buna fazla dayanamayıp ağır hastalıktan ölerek orada hikâyesini sonlandıran diğer 28.000 kişiye eklenen, yani toplama kampında genç yaşta ölen bir Yahudi gazeteci/yazar karması taşıdığımı öğrenmek neyse ne de,  bütün bunları çok sarsıcı şekilde yaşayamış genç bir ADAM olduğumu öğrenmek, daha doğrusu aynen görmek, o duyguları bütünüyle hissetmek?.. Neyse. Dedim ya, devamı sonra... Üstad Sami Şarhon'a ve bu çok özel çalışmaya katılan tüm dostlara her zamanki gibi sonsuz şükranla...
                                      
(Ben oraya 2009 sonlarında ilk defa gittiğimi sanıyordum, oysa????.. Bu fotoğrafın bir benzeri belki de 1944 senesinde, yani yukarıdakinden tam  65 sene önce (benim doğum senem 1965, annemin doğduğu sene 1944, Amerikan askerlerinin gelip kampta sağ kalabilen esirleri kurtarmasının ardından kapatılan Dachau'nun yeniden ziyarete açıldığı sene ise gene benim doğduğum yıl yani 1965, sayısal anlamlara da dikkat bu arada çünkü hemen hepsinin bir karmik yorumu var) gene aynı yerde ve aynı şekilde çekilmişti, bu kapıdan sağ girilmiş ama bir daha çıkılamamıştı demek, vay be!.. ''İhanet yakından başlar...'' sözünü doğrulayan bir karmik bağ ve neticesi bir hayata mâlolan o dost kazığının acısı ile 68 sene sonra, çok farklı bir ortamda gene dökülen gözyaşları, anlatmaya değer bir deneyim, evet, kesinlikle... )

Hiç yorum yok: