11 Aralık 2009 Cuma

Toplama...

Tam da oraya varıldığında kar yağmaya başlaması tuhaf bir işaret midir? Dachau'dan yükselen acı ve utanç enerjisini dağıtmak, vaktiyle bacalardan hüzünle tütmüş olan insan dumanının hayâletini soğutmak için midir? Kimbilir, kimbilir?..

Bu kapıdan sağ çıkabilmek oradakilerin çoğuna nasip olmamıştı ama ben çıktım, içerideki uzun koridor boyunca dizili hücrelerdeki sessizliği, tenhalığı, korkunçluğu doldurdum ceplerime, hızlı adımlarla kapıya ulaştım. Kapıyı açtım, yüzüme tokat gibi çarpan soğuk değildi beni üşüten, farkındaydım. Önümsıra uzanan Dachau Toplama Kampı'nın içtima alanına yıllar sonrasından baktım, o günler adına bir kez daha utandım...


Arkada görülen nöbetçi kulesi, aradaki su kanalı ve o zaman elektrik verilen dikenli tellerle kamptakilerin kaçış yolları tamamen kapatılmış. Gene de kaçmayı deneyenler zaten derhal enselenip sırtlarından kurşunlanmış, oracığa düşüp kalmış...

Ve bu kapının üzerinde yazan cümle içimi çizip zihnime yazılırken artık gözlerim gördüklerine dayanamayıp kapanmış. ''Arbeit Macht Frei'' yani ''Çalışmak Özgür Kılar'', bu kapıdan içeri girenlere sahte bir umut vermek için yazılmış, çok çalışırsan günün birinde özgür kalabilir, ailene, sevdiklerine yeniden kavuşabilirsin anlamında... Tabii bu hiç olmamış, oldurulmamış. Soğuk, açlık, işkenceler, sonu gelmeyen acımasız deneyler ve tifüs gibi hastalıklar sonucu onar onar değil, yüzer yüzer devrilmiş insanlar. Sonra da her birine bir numara verilip odun misali yakılmışlar, düşleri, umutları, dışarıdaki hayata dair tüm hatıraları da yanmış, kül olmuş. Dayanamadım, gözlerimi kapadım. Yeniden açtığımda hiçbirşeyin değişmediğini gördüm, hemen arkamı dönüp kaçtım oradan. Bu acılarda payım olmadığını bilsem de elimde değil, orada yaşananlar için çok üzgünüm:(

(Dachau Toplama Kampı ile ilgili detaylı yazıyı ve diğer fotoğrafları Türkiye'ye döndüğümde yayınlayacağım. Şu an Münih'te hava bıçak gibi soğuk, kar yağıyor ve ben birazdan çıkıp Munchen Olympiapark'taki ''Night Of The Proms'' konserine yetişmek durumundayım... Amanin benim zavallı, yorgun, donmuş ayacıklarım!..)

2 yorum:

silgi dedi ki...

yüzümüz,yüreğimizin maskesi olur,
orada ne olduğunu gizler dışardan

Handan Demiralp dedi ki...

Ve aslında gizlenmeye çalışılan herşey, gizlenmeye çalışıldıkca sanki daha bir keskinleşir, üflesen yıkılacak iskambilden bir kale gibidir... Böyle bir hakikati hangi maske sonsuza dek gizleyebilir? Hatırladıkca incinir insan tarafımız, hem incinir, hem incitir...