Hayvanları bu kadar çok sevmemin sebepleri zaman zaman sorulur bana; sevgiye sebep aramanın tuhaf birşey olduğunu düşünsem de, verilecek bir cevabım elbette vardır. Evet; hayvanları ötedenberi çok severim çünkü onlar tamamen ''saf'' ruhlardır. Kimseyi kandırmaya, aldatmaya çalışmazlar, yalan-dolan yoktur yaradılışlarında, ne iseler odurlar ve de hep öyle kalırlar. Karakterleri bellidir, sonradan kötü sürprizlerle insanı faka bastırıp şaşırtmazlar...
''Gizli saldırganın hilelerine maruz kalmak çok kolaydır'' diyor ''Kuzu Postunda Kurt'' isimli kitabında üstad Dr.George K. Simon, ''Sömürgen İnsanları Anlamak ve Onlarla Başa Çıkmak'' bölümünde de aldatılmaktan kaçınmak isteyenlere ciddî ipuçları veriyor. Meselâ diyor ki; ''bu gibi gizli saldırganlar çocukça bencilliklerini aşmayı öğrenememişlerdir, başkalarının incinebilirliklerine gerçekten saygı ve empati duymayı başaramazlar, zaaflar, zayıflıklar onlar için daima avantajdır. Zaafı, özellikle de duygusal zaafı küçümsedikleri için kurbanlarının duygusal düğmelerine basmayı fazlasıyla iyi öğrenmişlerdir. Ancak mücadelenin ne zaman gerekli ve adil olduğunu hiç öğrenemediklerinden, istedikleri şeyle aralarına giren herşey ve herkesi düşman olarak görürler. Sömürgenler hatırı sayılır oranda gerçeği sizden saklayarak ya da gerçeğin temel unsurlarını çarpıtarak sizi eksik bilgilendirirler. Sonra da buna dayanarak yalan söylemediklerini iddia ederler. Hâlbûki; bu gibi gizli saldırgan kimlikler yalan söylemek, sürekli inkâr, dikkati başka yöne çekmek, kaçamak konuşmak, suçluluk uyandırmak, kurban rolü oynamak, öfkeye gizlenmek, suçu yansıtarak kendilerinden başka herkesi ve herşeyi suçlamak konusunda uzmanlaşmışlardır...'' Valla ben derim ki; daha usta bir karakter yorumcusu olmak isteyenler bu kitabı başucu kitabı yapsın, uzun müddet üzerinde çalışsın. Yoksa bu ''kuzu postundaki kurtlar''ın belki açıkça görülmeyen ama neden sonra, ayrıntılı bir ''hasar tespit raporu'' çıkarıldığında insanı dehşete düşüren zararlarını tamir etmeye çalışmak bu kitabı okumaktan çok daha zahmetli ve zaman alıcı olabilir. Dedim mi? Dedim:) Ha, bir de unutmadan, ben hayvanları her zaman sadece kendi postları altında oldukları için bu kadar çok severim...
''Gizli saldırganın hilelerine maruz kalmak çok kolaydır'' diyor ''Kuzu Postunda Kurt'' isimli kitabında üstad Dr.George K. Simon, ''Sömürgen İnsanları Anlamak ve Onlarla Başa Çıkmak'' bölümünde de aldatılmaktan kaçınmak isteyenlere ciddî ipuçları veriyor. Meselâ diyor ki; ''bu gibi gizli saldırganlar çocukça bencilliklerini aşmayı öğrenememişlerdir, başkalarının incinebilirliklerine gerçekten saygı ve empati duymayı başaramazlar, zaaflar, zayıflıklar onlar için daima avantajdır. Zaafı, özellikle de duygusal zaafı küçümsedikleri için kurbanlarının duygusal düğmelerine basmayı fazlasıyla iyi öğrenmişlerdir. Ancak mücadelenin ne zaman gerekli ve adil olduğunu hiç öğrenemediklerinden, istedikleri şeyle aralarına giren herşey ve herkesi düşman olarak görürler. Sömürgenler hatırı sayılır oranda gerçeği sizden saklayarak ya da gerçeğin temel unsurlarını çarpıtarak sizi eksik bilgilendirirler. Sonra da buna dayanarak yalan söylemediklerini iddia ederler. Hâlbûki; bu gibi gizli saldırgan kimlikler yalan söylemek, sürekli inkâr, dikkati başka yöne çekmek, kaçamak konuşmak, suçluluk uyandırmak, kurban rolü oynamak, öfkeye gizlenmek, suçu yansıtarak kendilerinden başka herkesi ve herşeyi suçlamak konusunda uzmanlaşmışlardır...'' Valla ben derim ki; daha usta bir karakter yorumcusu olmak isteyenler bu kitabı başucu kitabı yapsın, uzun müddet üzerinde çalışsın. Yoksa bu ''kuzu postundaki kurtlar''ın belki açıkça görülmeyen ama neden sonra, ayrıntılı bir ''hasar tespit raporu'' çıkarıldığında insanı dehşete düşüren zararlarını tamir etmeye çalışmak bu kitabı okumaktan çok daha zahmetli ve zaman alıcı olabilir. Dedim mi? Dedim:) Ha, bir de unutmadan, ben hayvanları her zaman sadece kendi postları altında oldukları için bu kadar çok severim...
10 yorum:
Sevgili Handan, insanın tekamül sürecinde hayvandan daha öte bir varlık olduğu söylenir. Benim kafam bu konuda çok karışıyor :) Sanki bir sürü şeyi halletmişler gibi. Sanki bizlerden birkaç gömlek üstünlermiş gibi. Senin ifadelerine de katılıyorum, özellikle de 'tamamen saf' ruhlar olduklarına. İnsan neden kirleniyor? Ya da nerede kirleniyor?
Çünkü sevgili Demet; başlangıçta tertemiz olan bir yaradılışın giderek lekelenmesi onun tekrar temizlenebilme başarısını ölçmek için gerekli... Aksi halde ''imtihan'' kavramının bir anlamı kalmıyor ki. Hayvanlar bu konuda yaradılıştan torpilli, saf geliyor ve öyle de gidiyorlar. Varoluşlarının biçimi, anlamı, gerekliliği belli. Asıl zor olan insanın hikâyesi... Çok sevgimle...
merhaba
fotoğrafiniz çok güzel miş o kendin mi yöksa?
şakaydi,pardon ben şakci bi adam'mim.
çok güzel bir webloğiniz var.
Emin
Hayır, o ben kendim değilim, bu tür durumlar için dublör kullanmayı tercih ediyorum. Şakacı olduğunuz yeterince anlaşılıyor zaten, bloguma gösterdiğiniz ilgi için teşekkür ederim:)
"Kuzu postundaki kutlara" yalan bu evrende kimseye yakışmaz ve her ne olursa olsun yakıştırılamaz.bu durumla karşı karşıya kalındığında tek seçenek "çavvvvv" demek .bilmem siz ne düşünürsünüz?
Bu kadar kesin bir nitelemeye şüpheci ve mesafeli yaklaşırım değerli Adsız okurum; zira ''yalan'' evrende varolduğuna göre ''doğru''ya anlam katması ve onu değerli kılması içindir, yaratıcı sistem istemeseydi ''yalan'' diye bir kavram hiç olmazdı ama var? Kuzu postundaki kurtlar ise arınma yolunda gayret sarfedip kendileriyle yüzleşirse, neden dünyada varolmasınlar? Arınma diyorum ben, arınma, yüklerden, etekteki taşlardan kurtulma, hakikatleri olduğu gibi görüp kabûl etme ve temizlenme... İşte bütün hikâye bu. Teşekkürlerimle...
Merhabalar
''Kuzu postunda kurt'' isimli kitabı okumakta fayda var elbette.Fakat şunuda düşünmeden edemiyorum.Bazen bu tür durumlara bile bile maruz kalıyoruz gibi.Aslında belli ediyorlar niyetlerini yada biz hissediyoruz ama illa bundan emin olmak için sizin deyiminizle''hasar tespit raporunu''elimize almamız gerekiyor:))
Sevgilerimle
Gülten
Doğru sevgili Gülten; çoğunlukla doğru ya da... Çünkü araştırmalar gösteriyor ki; bu gibi karakterler genellikle bize oldukça yakın insanlar arasında yaygın, aile bireyleri, yakın arkadaşlar, ikili ilişki aktörleri vb. Bir tür bile bile lâdes durumu olması bundan kaynaklanıyor ama dediğim gibi, başetme yolları var ve düzelme sağlamak da mümkün. Sevgimle...
merhaba handan hanım
bu kitabı ölesiye arıyoruz eşimle ve sizde rastladık:) her yerde tükenmiş durumda, tüm kitapevlerine online da dahil olmak üzere baktık. bunu nereden buldunuz? ya da, bize fotokopisini çektirip gönderseniz, biz ödemesini havale yolu ile yapsak:)? o derece yani, çok ısrarcıyız, ille de okuycaz bu kitabı:) yanıtınız için teşekkürler şimdiden. vesileyle bir blogger daha tanımış oldum, görüşmek dileğiyle. seda
Merhaba.Kitabı alalı birkaç sene oldu.Ankara'dan almıştım ama nereden aldığımı şu an hatırlayamıyorum.Sizin için birşeyler düşüneceğim.Kitap diğer kişisel gelişim ve benzeri kitaplarımla birlikte atölyemde duruyor,terapi ve çalışmalarımda başvuru kaynağı olarak kullanıyorum zira.İlginize teşekkür ederim.Sevgiyle...
Yorum Gönder