31 Mayıs 2010 Pazartesi

Zaten kötülük dediğin...


ŞEYTAN VE KADIN...



Kader örerken ağını kapkara; öyle ya, derin siyahın son noktasında saklanmıştı yüzün...


Rahmetine sığınan bendim de, sen kutsal bir metnin son harfiydin. Oysa ki; seni o satırların yazarı bilmiştim. Yaldızı dökülmüş tüm dualar senin ömrünü uzattı da, varlığında ben cehennemin teriydim...


Neydi adın senin bu kitapta; aşk mı, şeytan mı, kadın mı?..


Dokunma bana. Bütün derilerim kabarıyor.
Kanayamıyorum, yaralarımın merhemi yangınımın sönmez harıydı...


İn artık fildişi kulenden, bıktım kapısında dolanmaktan günahın!
Ben ki, seni ilahi sanmıştım; Havva değil, ısırdığım elmanın kendisiymişsin oysa...


Ve cezamı veren Allah gönderirken beni dünyaya; yalnız bir ruh üflemiş nefesime. Nefesime diyorum, nefsime zor geliyor hâlâ...


Kelebekler vadisinden ayaklanmıştı İkaros hatırlıyor musun? Balmumuyla yapışmıştı kanatları tenine; -ki o ten yanmamış mıydı aşkının ateşiyle? Bil artık, güneşe uçacak kanatlarım kalmadı...


Senin ayaklarına serdiğimi unuttum ey hat, merhametimi!
Artık, ışık huzmeleri kamaştırıyor göz bebeklerimi...
Anladım; aşkım sana değildi, aşkım güneşe değildi, aşkım yanmanın tam da kendisiydi!..


Zaten kötülük dediğin, iyiliğin fazlası değil miydi?..

..............................................................

( Editörüm Rasih Yılmaz'ın son yazısını paylaşırım, bütünü neyse ne de, son cümleye şapka çıkartırım. Bazen iyiliğin ölçüsüzü farkında olmaksızın kötülüğe çevirir ya herşeyi, hani kimselere anlatamazsın özdeki niyetini... Sen fazla kaçmış ve elinden düşüp tuzla buz olmuş iyiliğinin cam kırıklarını süpürürken yerden, artık kötülük gülümsemektedir  iyiliğin boş bıraktığı o çerçeveden... Bu da düzyazı sûretinde bir şiirdir aslında, şairin şiirden kaçmasının imkânsızlığına vurgudur belki de... İspanya yazılarının devamında buluşmak üzere iyi haftalar herkese.../Ayrıca; yazıların yorum bölümüne gayet mânasız bir ısrarla ve halen bırakılmakta olan ''ADSIZ'' yorumları yayınlamıyoruz efendim, bin kere söyledik, gene söyleyelim, boşa mesai harcamasın hakiki ismini açık edemeyenler, başka bloglarda dolaşıp hayâletlik etsinler yani, bilginize:)

Hiç yorum yok: