28 Temmuz 2009 Salı

Hayli kırmızı, hayli sıcak...

Sıcağın rengi nedir meselâ? ''Sarı sıcak'' diye bir niteleme olduğu göz önünde tutulursa, içinde kavrulmakta olduğumuz bu sıcakların sarışınlığını kabûl etmek zorunda mıyız illâ? Saçın boyası gelmiş, hâttâ biraz da geçmiş; kabın içindeki kızıl karışım bana, ben ona bakarken, evin içindeki sıcaklık 40 küsûr santigrad dereceye dayanmış, nefes almak zorlaşmış, akıl baştan şaşmışken!.. Fonda görülen afiş seneler evvel Madrid'deki meşhur pazar ''El Rastro''dan alınmış, kırmızı flamenconun resmî rengi olarak çoktaaaan onaylanmışken... Yani ortada hiç mi hiç sarışın bir vaziyet yokken... ''Nedir vaziyet?'' diye soranlara cevabım ''hayli kırmızı, hayli sıcak'' olacaktır haliyle kendiliğinden... Eeee, ne denir? Yazın en tepesi atık zamanlarıdır bunlar; ilkbaharın delidolu neşesi için geç, sonbaharın içli sarısı için ise henüz erken...

Hiç yorum yok: