Acıdan, mutsuzluktan, ıstıraptan vazgeçmek kolay olmalı. Zor olmamalı, mutsuz olmak istemiyorsun, demek ki arkasında karmaşık bir şeyler var. Bu karmaşıklık da şudur; ta çocukluğundan beri mutlu, neşeli, coşkulu olmana izin verilmiyor...
Ama eğer mutsuzsan kimse sana niye mutsuz olduğunu sormaz. Mutsuz olmak doğaldır; herkes öyle zaten. Bu sana özel bir durum değil. Özgün bir şey yapmış olmuyorsun...
Bilinçaltında bu fikir seni rahatsız etmeye devam eder, mutsuzluğun doğal ve mutluluğun doğaya aykırı olduğu fikri. Mutluluğun ispat edilmesi gerekir. Mutsuzluğa kanıt gerekmez. Yavaş yavaş iyice içine siner – kanına, iliğine, kemiğine – aslında doğal olarak aleyhinde olduğu halde. Böylece şizofren olmaya zorlanırsın; doğana aykırı bir şey sana zorla kabul ettirilir. Kendi benliğinden alıkonulup hiç olmadığın bir şeye dönüşürsün...
......................................................................................................
Bu sapına kadar doğru ve bu sebeple okuyanı irkilten lâfları eden kim midir? Tabii ki ölü ve huysuz Hintli düşünür OSHO'dur efendim. Kendisiyle tanışık olanlar zaten iyi bilir; OSHO klasik, eski, bayat öğretilerin, etik kalıpların ve toplumsal tektipleştirme plânlarının ihtimâl en dirençli+ inatçı protestidir. Yani, o da bir nevî Burak Özdemir'dir, hem kendisiyle çatır çatır yüzleşir, hem de okuyanı yüzleştirir. Şu halde objektife bakıp, ciddîyet iplerimizi salıp gülümseyelim hep birlikte, belki de mutluluk bize anlatıldığı gibi Kafdağı'nın ardında bir yerlerde ve asla haketmeyeceğimiz birşey değil, şipşak çekilmiş, basit, öylesine bir karede ve zaten hep bizimledir:)
Ek ve de dip: ''Uygunsuz Vaziyet''in 100.yazısına bir adım kaldı. Yayınlanacak 100.yazıyı okuyan ve şu adrese e-posta gönderen (yorum değil bakınız; dikkat, geldiği yer, gönderen vs. adam gibi belli ve açık olan bildiğimiz e-posta...) okurlar arasından kura ile belirlenecek bir okurumuza (kura çekimi evimizdeki saf ruhlar tarafından yapılacak, seçtikleri isim tartışmasız kazanan olacaktır) kitabımız ''Tırmık İzi'' derhal imzalanacak ve vereceği adrese teşekkürle gönderilecektir. Hadi bakalım, madem ''dalya'' diyoruz, o halde şu işe kalıcı bir anlam katalım:)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder