7 Nisan 2010 Çarşamba

Bugünlük/96.yazı...

''Dik dur. Yenilgi yenilgi büyüyen zaferler vardır...'' demiş 26 Ocak 2010 tarihinde kitabım ''Tırmık İzi''nin yayıncısı, şair Rasih Yılmaz. Ruhuna yağan şiirleri sıcağı sıcağına, cep telefonu mesajı şeklinde paylaşır benimle bazen, severim ifadelerini. Selâm ederim ona... Levh-i Mahfûz'lu hayatımız da görüldüğü gibi, aynen devam ediyor bu arada:)

Ve sen yine denendiğinde,

Ve yine kalbin daraldığında,
Ve yine bütün kapılar yüzüne kapandığında,
Ve yine ne yapman gerektiğini bilemediğinde,
Uzun uzun düşün,
Ve hatırla yaradanını!
Allah kuluna kâfi değil mi?..

Kur'an-ı Kerîm (Zümer/36)

Günün kutsal kelâmı budur, elbette kâfîdir. Fotoğrafta gördüğünüz ise evimizin kristal meleğidir:) Farklı renkte iki kardeşi de İstanbul/Kartal gezegeninde, sevgili gecea'nın evindedir. Oradaki canlarımıza selâm uçurmak da gayet yerindedir...

Geçen Cumartesi gecesi, ''Geceden Sabaha'' programında konuğumdu bu adam. Çoook kadın hayranı varmış meğer ama beni ilgilendiren bu değildi. Konuştukça sevdim durup da hayata baktığı yeri... Pekçok şeyden bahsettik, biri de İzmir'di. O böyle bir kentin halen yerleşik bir şehir tiyatrosu olmamasına şaşırdığını ifade etti, ben  İzmir'in güzel ama bakımsız, biraz pasaklı bir kadına benzediğini, bu haliyle meselâ Napoli'ye kötü bir kızkardeş olabileceğini belirttim, o da benim bu nitelememi sevdi:)

Bu gece 21.00/24.00 arası, TRT FM'de, ''Gece Frekansı''ndayım. Hayli uzun zamandır görmediğim sevgili arkadaşım Erhan Konuk'la da bu vesile ile buluşacağım:) Ayrıca; son derece ''sahici'' yazılarını yıllardır takip ettiğim blogdaş ve arkadaşlarımdan Vintage Biscuit'i, zaten çoktan hakettiği, ona lâyık bir aşkın peşine takarak İspanya-Valencia'ya gönderiyor olmanın sevinci ve mutluluğundayım. İspanya ve Voo ile herşey çok güzel olacak, güle güle git, hasta la vista Vintage'ım:) Haaa, bir de vaktiyle senin yaşadıklarını yeniden hatırladım ve o  rengârenk, harika blogunu epey zaman önce yorumlara neden kapatmış olduğunu şimdi daha iyi anladım!..

Bugünlük bu kadar efendim, geçmişi hizaladık, bitti... Hz.Mevlâna'nın dediği gibi: ''Düne ait ne varsa, dünle beraber gitti...'' Ve çok şükür sana güzel Allah'ım, ocakta kaynayan inatçı brokoliler de nihayet pişti!..

Hiç yorum yok: