11 Haziran 2010 Cuma

Tavsiye mahiyetinde...

Dış hatlardan yolculuk edecekseniz eğer, üzerinize giyeceğiniz ve el çantanızda bulunduracağınız şeyleri dikkatle seçmenizi tavsiye ederim. Bottan, çizmeden, kemerden uzak durmanız ve kol saati takmamanız yararınıza olur. Aksi halde bitmek tükenmek bilmeyen güvenlik kontrollerinin tamamında bunları çıkarmanız ve manyetik kapılardan öyle geçmeniz istenecek. Her defasında soyunup tekrar giyinmek gibi geliyor insana bu ve son derece de sıkıcı birşey tabii! Çizmeleri çıkart, kol saati ve kemeri de öyle, laptopu çantasından çıkart, aç, sonra tekrar kapat. El çantanda tırnak makası, törpü, cımbız vb. şeyler bulunmasın, parfüm, krem, deodorant, uçakta burun kurumasına karşı nemlendirici sprey falan, bunların hepsi belli limitlerde ve ağzı kilitli naylon torbada olmak durumunda, yoksa yanındaki likit malzemelerin hepsi direkt çöpü boylar! Ölç, biç, tart, ona göre koy çantana ne koyacaksan... Külliyen sıkıcı bir vaziyet ama uluslararası güvenlik kuralları gereği uymak zorundasın. İnsan bütün bunları açıp kapatıp, çıkartıp giyerken kan-ter içinde kalıyor ama ne yapalım, ben tavsiye mahiyetinde söyleyeyim de, artık siz nasıl uygun görürseniz öyle yapın. Güvenlik kontrollerinde Chinchõn köyünde rastladığım bu İspanyol ufaklık gibi bir yüz ifadesi kullanmak isterdim doğrusu ama o zaman uçuşlarım tehlikeye girerdi sanırım, tuttum kendimi, yapmadım...

Madrid Xanadu Alışveriş Merkezi'ndeki bu reyon benim için oradaydı sanki, Türkiye'de bulunması hayli güç olan küçük konik tütsüler burada neredeyse kilo ile satılmaktaydı ve bol çeşit vardı. Her tür tütsü ve tütsülük seçeneğini önüme seren bu reyondan imkânlarım ölçüsünde elbette faydalandım, aldım, aldım, gene aldım...

Bu tabakta görülen bildiğimiz patates kızartması, ''patatas fritas'' bizde olduğu gibi, İspanya'da da kolayca ulaşabileceğiniz bir yiyecek ve haliyle çok seviliyor. Ama üzerinde görülen yiyeceğe ülkemizde rastlamak olanaksız zannederim zira o ''muz kızartması'' oluyor. Bildiğimiz muzu ufak ufak kesip bir harca bulayarak kızgın yağda kızartıyorlar. Bu Brezilya mutfağına ait birşey, denedim ama uğruna ölünecek bir yiyecek olduğu kanâatinde değilim. Eh işte, fena değildi ama muzu bildiğimiz şekilde yemeyi tercih ederim, bir de muz olduğunu bilmeden patateslerle beraber ektim mi üzerine bolca tuzu, muzun tatlılığıyla o tuz tadı damağımda bir güzel savaştı! Savaşı tatlıya her zaman yeğlediğim tuzlu lezzet kazandı, bu tek parça muz kızartması da artık kaderine küserek tabakta öylece kaldı. Muz kızartmasından özür diler, patatas fritasları ise tebrik ederim, gayet kıvamında kızarmış ve lezzetliydiler:) Kendilerine şükranlarımı arz ederim...

4 yorum:

Pirate/Korsan dedi ki...

Patateslerin yanına buz gibi bir bira :)) Saatin kaç olduğunun önemi yok günlerden cumartesi ve planlar bu doğrultuda olunca sanırım cümlede bu oluyor sevgiler her zaman :))

Hasan dedi ki...

Handan hanım bende ilk defa patates kızartmasına muzu kızartılarak eklendiğini görüyor ve sizin aracılığınızla şahit oluyorum. Nasıl bir tat olduğunu zaten yazmışsınız, yazdıklarınızdan sonra muzu bildiğimiz gibi yemek daha cazip geliyor. Böyle bilmediğimiz, görmediğimiz kültürleri yerinde görüp paylaştığınız ve bizleri de bilgilendirdiğiniz için size çok teşekkür ediyorum. Selamlar:)

Handan Demiralp dedi ki...

Sevgili Pirate; evet, haklısın, keyfini çıkar ve haftasonun çok güzel olsun:) Sevgimle...
Hasan Bey; gördüklerimi, biriktirdiklerimi paylaşmayı seviyorum, evet. Brezilya mutfağının ''muz kızartması'' ile ilk defa tanıştım ve o sebeple deneyip anlattım. Biz muzu gene bildiğimiz usûlde yiyelim en iyisi diyor, teşekkür ve selâmlarımı gönderiyorum. Sağolun...

Adsız dedi ki...

Oldukça güzel bir yazı. Sadece blogunuza sendeledi ve ben gerçekten günlüğü gönderileri tarama zevk olduğunu söylemek istedim. Her durumda ben senin beslemesine abone olacağım ve seni yakında tekrar yazmak umut!