8 Haziran 2010 Salı

Eğrisi-doğrusu...

İspanya'da heryerin olduğu gibi, Pinto'nun da bir adet ''plaza mayor''u yani ''ana meydan''ı var ve ben düşlerimdeki eve çok benzeyen bir evi orada gördüm. Oldukça eskiydi ama ben zaten ''hikâyesi olmayan, gıcır gıcır ve henüz anlam biriktirmemiş'' şeylerle mesafeli durmayı seçerim. Burada önemli olan eski-püskü de olsa, yaşanacak yere insanlar tarafından eklenmiş olan anlamlar ve hoşluklardır ki; bu minik evde fazlasıyla vardı. Yeşil ahşap güneş perdelerinden sardunya saksılarına, yerdeki minderlerden duvardaki fenerlere kadar herşey içinde yaşayanların kimliğini yansıtıyordu. Ruhumu arasıra bu evin balkonuna, huzur içinde dinlenmeye gönderme kararı alarak ayrıldım evin önünden...

Beldenin yönetimi ile ilgili her birimin bir arada bulunduğu ''Casa Consistorial'' da tabii olarak bu meydanda yer alıyor. Belediye hizmetleri, çevre koruma, itfaiye, su, elektrik, doğalgaz, sağlık ocağı, postane, parklar-bahçeler, din ve resmî vatandaşlık hizmetleri+ bunlarla ilgili her sorunun çözüm merkezi burası. Çevre koruma hizmetleri için sürüyle gönüllü var ve aktif olarak çalışıyorlar. Sabaha karşı saatlerde parkları, bahçeleri süpüren tırnakları ojeli, saçları fönlü ''hanım'' çöpçülere rastlamak bu yüzden şaşırtıcı değil. Çöpçülük ve itfaiyecilik en gözde mesleklerden zira maaşları, sosyal güvenceleri, iş şartları  çok sağlam, ayrıca bu işlerde kesinlikle göçmen çalıştırılmıyor, İspanyol vatandaşı olma şartı var...

Ülkenin muhtelif bölgelerinde İspanya Krallığı'na ait altı adet saray bulunuyor, ana saray başkent Madrid'de... Fotoğrafta görülen ana saraya 49 km. uzaklıkta olan Palacio Real De Aranjuez, burası kraliyet ailesinin yazlık saraylarından biri. Gül bahçeleri ve havuzlu parklarıyla ünlü, kraliyet ailesinin hemen her ferdi için birer bahçe ya da park yapılmış, her tarafta su sesi ve serinliği size eşlik ediyor. Yalnız; sarayın önünde yer alan geniş meydanı öğle saatlerinde geçmeye çalışmamanız tavsiye olunur, zira saraya ulaşana kadar deri renginiz değişebilir! Kemerli taş holler bu işi kolaylaştırmak için inşa edilmiş, güneş tören meydanında yumurta pişirirken ziyaretçiler bu hollerden geçmek sureti ile saraya ulaşabiliyor. Yoksa vaziyet vahim!..

''Eğri'' her zaman çirkin midir ve nedir aslında ''doğru''?.. Bunlar tartışmalı kavramlar bana göre, o yüzden Pinto'nun ''plaza mayor''undaki bu yapının önünde durup düşündüm. Evet, eğriydi ama çirkin değildi. İkinci katın zemini cetvelle çizilmiş gibi dümdüz ve dosdoğru olsaydı bilmiyorum bu kadar dikkatimi çeker miydi? Yeniliği ve iddiası sırıtan, camdan-çelikten yapılma ultramodern yapılar beni irkiltirken, böyle eski, içinde bir miktar eğrilik-büğrülük olan, dolayısıyla daha sahici yapılara doğru mıknatıs etkisiyle çekilmişimdir daima... Ruhumun eteği eski zamanlarda takılıp kalmış olabilir belki, bilemem ama eskiyle yeninin hoşluk ve uyum içinde el sıkıştığı ne varsa hepsini sevdiğim kesin. Bu sebepten; bu fotoğrafı çektim ve ''eğrisi-doğrusu'' üzerinde yeniden düşünülmesini istedim efendim. Düşünenlere teşekkür ederim...

Hiç yorum yok: