Sevgili yol arkadaşım, meslekdaşım, ''Ezberbozan Atölye'' müdavimlerinden ''ışık kadın'' Leylâ Özgür ile tuttuk Alsancak'daki ''Organik Yer''in yolunu, uzun bir toplantıdan çıkmıştık, karnımız açtı ama bize uygun birşeyler bulmak öyle her zaman kolay olmaz, talimliyizdir bu konuda, o yüzden başka yerlerle oyalanma gereği hissetmeden direkt oraya gittik. Pek de iyi etmişiz, bu harika otlar, sebzeler kocaman bir karışık zeytinyağlı tabağına doluşup geliverdi önümüze. Çoğu sadece haşlanmıştı, limon ve zeytinyağından başka bir süsü-püsü de yoktu ama olsun, iki otcul başka ne isterdi ki zaten? Varlığımızı ve ruhumuzu şifalandırmasına niyet ederek daldık tabaklarımıza, sildik süpürdük çabucak, ooh, ne bir ağırlık, ne bir rahatsızlık, hafif, ince, lezzetli, sağlıklı, keyifli, misss gibi. Hintlilerin meşhur ''ne yersen osun'' deyişi geldi aklımıza, gülümsedik :) Kendimizi toprağın, havanın, suyun ve ''ilâhî olan''ın kutsal enerjisi ile beslenmiş bu güzel sebzeler gibi hissettik, kimilerinin dalga geçme ifadesi olan ''ot gibi!'' yani :) Şükrettik, spiritüel sohbetler ettik, ''iyi ki varız, iyi ki buradayız, iyi ki şimdiki andayız'' dedik...
Eğer yolunuz Alsancak tarafına düşer ve içinde ''et'' olmayan, hem lezzetli, hem de sağlıklı birşeyler yemek isterseniz bu mütevazı lokantaya uğrayabilirsiniz. Yemekler öğleden sonraya pek kalmıyor gerçi ama olsun. Burada pişen herşey ev mutfağı özeni ile, geleneksel usûllerde ve az miktarda hazırlanıyor. Yemeklerin çoğunu ''Organik Yer''in sahibesi sevgili Nevin Hanım pişiriyor. Hepsinin içine sevgisinden de kattığını bilerek, gönül rahatlığı ile yiyebilirsiniz onun yemeklerini. Hani derler ya; ''bizden söylemesi'' :) Gerisini neşeniz bilir tabii. Afiyet olsun...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder