1 Ağustos 2011 Pazartesi

Gündüz/Gece...

Oydu, buydu, şuydu derken denizle buluşma habire ertelendi bu sene; Temmuz ayının son günü benim için denizin siftah günü oldu. Fazla uzağa gitme ihtimali zaten yoktu, zira henüz benim için ideal izin ayı olan Eylül gelmemişti ve bu yüzden gece canlı yayın vardı. İşte bu sebepten, istikamet gene Foça olarak belirlendi ve geçen seneden olumlu puanlar almış olan Mambo Beach Club tercih edildi. Tesis yeniden düzenlenmiş, orta ölçekte bir yüzme havuzu ve konaklama için hoş bungalovlar varolana eklenmişti. Tabii güzelim Foça denizi dururken klorlu havuz suyuna girmek istemedik ve havuz faslını görmezden geldik. Denize gire-çıka, okuya-konuşa dinlendik. Öğleden sonra volümü giderek artan müzik, biz yaştakileri akşama doğru artık biraz yorsa da, hizmet kalitesi genel olarak yeterli ve iyiydi. Ten rengi konusunda elbette fazla yol katedilemedi, her zamanki gibi kırmızı/beyaz hakimiyeti gözlendi:) Güneş bol, rûzgâr dengeli, deniz ise muhteşemdi. Yaz sonuna kadar? E daha dur bakalım, belki dendi ve gecesinde canlı yayın olan bu Pazar günü de bu şekilde değerlendirildi...

''Gecenin İçinden'' programındaki konuklarımdan birinin takibinde olduğum değerli doktorum olması önemliydi, zira Sn.Cüneyt Tuğrul meme kanseri konusunda gayet haklı bir şöhrete ve ciddî bir başarı katsayısına sahipti. Deniz ve tekne tutkusu ile de bilinen bu başarılı operatör doktor, ''kanser ve beslenme'' konusundaki kimi yanlış&doğrulara değindi. Kanser sürecini yönetmede hasta ile birlikte belirlenen beslenme programının ne kadar önemli olduğunu çeşitli boyutları ile ifade etti. Son derece titiz bir takipçi ve bilgilerini devamlı güncelleyen çok araştırmacı bir kimliktir kendisi, üstelik alternatif tedavi yöntemleri ile de yakından ilgilidir ve tam bir ''doğacı+doğalcı''dır. Ben de takibinde olan bir hastası olarak bilhassa severim bu özelliğini. Kimyasal ilaçlara boğmaz kimseyi, fizik durum kadar ruhu da önemser ve öne çıkarır ki; bu konuda çok haklıdır, gayet dikkatle, titizlikle ama sıkmadan, daraltmadan her anlamda sağlıklı ve muhakkak ''pozitif'' yaşamaya yönlendirir sizi...

Kapıdan içeri girer-girmez hemen cilt rengimdeki değişim dikkatini çekti, sorularını sordu. Daha sonra elimde hep gezdirdiğim kocaman termos bardağa yöneldi dikkati, derhal ''bu sertleştirilmiş plastikten yapılma, sıcakla teması halinde yapay östrojen üretir ve bu sana olmaz, soğuk birşey içeceksen iç ama sıcak sıvıda kullanma, çelikten olanı şurada/şurada ve şurada satılıyor, ondan alıp kullan'' dedi. Ortada duran kakaolu kurabiyelerden istiyorsam bir adet yememi ama ikincisine uzanmamamı, meme kanseri ile epey halleşmiş bir kadın olarak nişasta ve şeker dengesini korumamın hayatî önem taşıdığını gene kibarca ihtar etti:) Kristal ve taşların enerjisi ile de ilgilenen değerli doktorumun boynundaki Kızılderili imâlatı gümüş/yeşimtaşından totemli kolye de beni cezbetti, müsaadesini alarak inceledim, gerçekten çok orijinal ve güzeldi. Kendisi aynı zamanda usta bir hipnozcudur ve bu konuda da epey sohbetlerimiz olmuştur. ''Ezberbozan Atölye''ye de gelip katılımcılarla bilgi ve deneyimlerini paylaşacağı özel bir sohbet için söz verdi:)

Günün gündüzü başka, gecesi başka renkteydi yani. Sonuç olarak; her iki boyutu ile de besledi, çoğalttı, zenginleştirdi, iyi geldi. Gün nihayete ererken, başlayan Ramazan ayının her bakımdan anlamını bulmasına ve hayırlar getirmesine hep birlikte niyet edildi. Bitti...

Hiç yorum yok: