27 Haziran 2011 Pazartesi

Düzelene kadar...

Rahatsız olanlar varsa bakmayıversin, kapatsın bu sayfayı, neşeli, eğlenceli birşeyler bulsun kendisine efendim, burada bu gibi fotoğraflar yayınlanacak, göze sokulacak hâttâ, taaa ki birşeyler düzelene kadar!.. Bu köpecik boynu bu şekilde kesilmiş olarak İzmir'in Basmane semtinde bulundu. Haberi alıp yetişen  DOHAYDER başkanı ve Şopen Gazi Bakımevi kurucusu sevgili Nebiha Deprem, mesai saatleri dışında belediyeye ait hiçbir veterinerlik açık olmadığından eli-kolu bağlı, çok zor durumda kaldı. (Aracınız yoksa eğer, bu durumdaki bir hayvanı hiçbir yere götüremezsiniz. Kimse sizi aracına almaz, ücretini takır takır ödeyeceğiniz taksiler bile kabûl etmez, ''örtü, naylon sereriz, yeter ki yetiştirelim Allah rızası için'' deseniz kimsenin kılı kıpırdamaz, vicdanlar kalın örtülerin altına saklanıverir anında, e hayvan ambulansı zaten yok, anladınız siz vaziyeti, öyle dımdızlak kalıverirsiniz ortada kan-revan içinde, can çekişmekte olan bir garibanla! Bugün hayvana ise, yarın insanadır oysa, ikisinin arası bir adımdır ama, kimse duymaz, dinlemez sizi, anlatamazsınız....) 

Ancak; bu gibi durumlarda klasik ''insan'' numarası olan ''üç maymun''u oynamak yerine gerçekten yardımcı olmak isteyenler de vardı. Basmane Karakolu'ndan komiser Sn. İsmail Güler ve ekibi, uğradığı hunharca saldırı neticesi ölüm-kalım mücadelesi içinde olan bu zavallı hayvanı arabalarına yerleştirerek Şopen Gazi Bakımevi'nin veteriner hekimi Sn. Murat Duruk'un İzmir-Güzelbahçe'deki kliniğine yetiştirdi. Bu vicdan ve sorumluluk sahibi emniyet mensuplarının Allah ne muratları varsa versin, eminim zaten verecektir de... 

Sonrası dört saat süren zor bir ameliyat ve umutlu bekleyiş... Bu defa canîlerin ezberi bozuldu, boğazı kesilip öldü diye bırakılan bu kimsesiz hayvancık uğradığı kötülüğe karşı sıraya giren iyilikler ve iyiler sayesinde hayata döndürüldü...

O belki yaşadıklarını çok uzun süre saklayacak belleğinde, acısı, korkusu, ürkekliği onu terketmeyecek. Bu hadise de ihtimâl diğer benzerleri gibi bir süre gündemde kalıp, sonra unutulacak. Rahatsız oldukları hemen her konuda en kestirme yola sapıp derhal ''üç maymun'' pozisyonuna geçen, sorumluluğun bir ucundan olsun tutmak yerine ''görmedim, duymadım, konuşmam, hem beni ne ilgilendirir ki, ilgilenenler var nasılsa, bana ne?''yi seçenler günün birinde bu vahşetin, bu şiddetin ucu kendilerine dokunana dek aynı ezberi sürdürecek. Olsun. Ben de göstermekten, yazmaktan, yayınlamaktan, haberdar etmekten ve cümle yükü gönüllülerin sırtına yıkıp, devletten aldıkları milyonlarca lira ödeneğe rağmen vazifelerini alenen ihmâl eden belediyelere ''YUUUH!'' demekten vazgeçmeyeceğim! Taa ki birşeyler düzelene kadar! Hadi bakalım, şimdi herkese iyi haftalar...

Hiç yorum yok: