26 Mayıs 2011 Perşembe

Öncesi/Sonrası...

Önceki vaziyet bu; metal yığını gibi görünüyor göze, insan bitmiş halini düşünemiyor, biraz tuhaf geliyor hâttâ, alışıldık inşaat görüntüsüne benzemiyor çünkü...

35.Sokak öyle durup-dururken akla gelivermiş bir proje değil, bir proje yarışması neticesinde belirlenmiş ve herşeyi inceden inceye hesaplanmış, ezberbozan bir yaşam alanı tasarımı. Bu sebepten; burada gördüğünüz hemen hiçbir şey daha evvel gördüklerinizin benzeri değil. Hiçbir detay şansa bırakılmamış, bu çelik iskelet üzerine inşa edilen evler de herşeyden önce deprem riskine karşı 1-0 önde başlıyor maça...

Bu projede kullanılmayacak, ''burası da niçin yapılmış ki?'' sorusunu sorduracak yani aslında yaşamayacak/yaşanmayacak  hiçbir alana, hiçbir boşluğa yer yok. Kullanmayacağınız, işlevsiz alanlar, anlamsız girintiler-çıkıntılar-kolonlar-koridorlar vb. içeren bir evi niye satın alırsınız ki zaten? Kapısını kapalı tutup ısıtmayacağınız-soğutmayacağınız, içinde yaşamadığınız, küçük bir alanını devamlı kullandığınız halde ''ev geniş işte, bir dolu odası var'' diyebileceğiniz lüzûmsuz küçüklük ya da büyüklükte, karanlık/anlamsız  odaları olan bir tasarım değil yani. Bütünüyle ve her köşesiyle ''yaşanmak'' üzere plânlanmış. İrili-ufaklı bir dolu odası, bilmemkaç banyosu vs. olan evleri tercih edecek kişilere göre olmadığını belirtmekte fayda var, öyle ''müstakil lüks villa'' falan peşinde olanlar ise zaten hiç dönüp bakmasın bile, 35.Sokak açmaz o tarz bir hayat isteyenleri. Örnek evleri gezerken düşündüm de; şatafatlı görsellik ve göze sokulan zenginlik meraklıları buraya pek uğramaz herhalde dedim, hani  isteseniz de bu evleri öyle oymalı-moymalı, klasik, ağır mobilyalarla, kordonlu-püsküllü kadife perdelerle döşeyemezmişsiniz, olmazmış gibi sanki:) Bu evler kullanışlı bir sadeliğe, yalınlığa, görsel sükûnete ve yaşamak için yeterli olana yöneltir sizi...

Plânını incelediğinizde tuhaf geliyor size, dizilimi zig-zaglar çizen, kimi bahçeli, kimi teraslı olan, otoparkları dışarıdan görülmeyen, evleri birbirine benzemeyen, içi de dışı da çok sade şekilde tasarlanmış 35.Sokak  alışık olmadığınız bir mantık üzerine kurgulanmış zira... Üstüste yaşamaya alışmış insanların, bu adetâ ''yana yıkılmış apartman'' mantığını kabûllenmeleri güç görünebilir, üstelik ''kapısı 2 kilometrelik bir sokağa açılan ev de neyin nesi, hem de bu sokağa bisiklet haricinde taşıt giremeyecek ha, otoparktan eve asansörle çıkmak mı, nasıl yani, hem ısıtma, hem soğutma nasıl aynı sistemden sağlanabilir, musluk kullanımından çıkan atık su ile yeşil alanlar nasıl sulanır, ayrıca bütün ortak aydınlatma nasıl bedava olabilir ki?'' gibi birçok soru açılıyor insanların zihninde. İlk bakışta epey kafa karıştırıyor özetle. Şöyle bir ipucu verebilirim şimdilik meraklılarına, aha da bu amaçla yola çıkarsanız bunların hepsi mümkün yani...

Şimdilik bu kadar olsun, devamı daha sonra...

Hiç yorum yok: