16 Mayıs 2011 Pazartesi

Fark...

''Evet, huzursuz biriyim'' dedi ressam-yazar ve yönetmen Tayfun Pirselimoğlu dün geceki ''Gecenin İçinden''de yaptığımız telefon röportajında ve ekledi: ''Dünyanın daha iyi bir yere doğru gittiğini de düşünmüyorum, göstergeler bunun aksi yönünde...'' Son filmi ''Saç'' İstanbul Film Festivali'nden ödüllerle çıkmıştı ve İstanbul'da halen devam eden ''savaş'' konulu bir de resim sergisi vardı. Ve sonra, bana göre çok önemli bir değerlendirme yaptı, dedi ki:

''Sanatla ilgili birşeyler yapacak kişinin bir derdi olması lâzım, dertsiz-tasasız olmuyor bu işler. Başarı görece bir kavram ama, kişi bir filmi izledikten, bir kitabı okuduktan, bir sergiyi dolaştıktan sonra duygu/durumunda bir değişiklik olmuşsa, artık bunları yapmadan önceki fazda değilse sanat görevini yapmış demektir. Bunun ille de mutluluk, huzur, keyif, neşe vb. olması gerekmez, bazen rahatsızlık duymak, irkilmek, suskunlaşmak gibi sonuçları da olabilir. Mühim olan şey, sanat eserinin kişiye öyle ya da böyle bir değişim yaşatmış, bulunduğu fazı değiştirmiş olmasıdır. Eğer aynı yerdeyse, hiçbirşey değişmemişse o zaman kaygılanmak gerek...''

Düşündüm, çok doğru bir saptamaydı. Bir arayışın yoksa, bir ifadenin peşinde değilsen, bir cevap bulmaya çalışmıyorsan bütün bunların zaten bir anlamı yoktu. Sanat ''fark'' için vardı, ''farketmez'' için değil. Başarılı bulduğum her sanat üretiminin ardında, aslında bunun bana yaşattığı farklılık hissi olduğunu bir defa daha farkettim. Ve hernekadar kendisini ''huzursuz'' biri olarak nitelese de, Tayfun Pirselimoğlu'nu sevdim:)

Hiç yorum yok: