30 Temmuz 2010 Cuma

Olanlar-bitenler...

Marmaris Netsel Marina'da geçtiğimiz ay kurulan ''kedi besleme noktası''nın haber ve fotoğrafları henüz elime geçti. Kendisinin de bu marinada bir teknesi bulunan Sn.Serdar Taci Zengin'in girişimleriyle yapılan bu güzel iş, memleketimde nadir de olsa yüz güldüren çalışmaların olduğuna dair umut verdi bana...

Netsel Marina'daki ''kedi besleme noktası''nın bu fotoğrafı kimileri için iç bulandırıcı, sinek, böcek, fare toplanması için birebir bir uygulama (be kardeşim, kedinin olduğu yerde fare barınabilir mi, hamamböceği, zararlı haşarat vb. bulunabilir mi, buna hiç mi basmıyor o güzel kafalarınız, diyorum ki azıcık zorlayıp saksıyı çalıştırsanız!) etrafa mikrop saçacak lüzumsuz bir yer, bunu kendi deneyimlerimden gayet iyi biliyorum. Bu tür uygulamalardan midesi bulanan ve engel olmak için elinden gelen ne varsa yapacak şahıslar çok, onlara göre temizlik ve hijyen ancak ve ancak hayvanlardan tamamen arıtılmış mekânlarda mümkün! Sokaklarda, etrafta tek bir kedi-köpek, hâttâ arada başımıza uğur niyetine pisleyecek bir güvercin dahî kalmayıncaya kadar kökten temizlikler yapılmalı, artık kibrit suyu mu olur, çamaşır suyu mu, yoksa en etkili zehirler mi, orasını bilemiyorum, ne varsa bu gereksiz canlı türlerinin köküne ekilmeli, ta ki topu birden yok olana dek!..

Marmaris'teki bu marina konuya çağdaş ve akılcı çözümün çok şık bir örneğini vermiş, bravo, tüm kalbimle tebrik ediyorum. Memletimizin diğer tatil beldelerine de emsâl teşkil etmesini diliyorum. Tabii sadece tatil beldelerine değil, milyonlarca insanın tepe tepeye ve gayet tepe tepe (!) yaşadığı büyük şehirlere, geceyarıları anasının memesinden koparıp aldıkları yavru hayvanları çöp gibi poşetlere doldurup götürüp uzaklara atan, ''vatandaş şikayet ediyor'' kılıfına saklanarak her türlü kanun dışı uygulamayı yapmakta sakınca görmeyen kimi ''çağdaş''''cici'' belediyelere ve bütün bunlara göz yuman asıl yetkililere de öyle! Üzerinde yaşadığımız hiçbir alan sadece ''insan'' türüne rezerve edilmiş değil, eğer öyle olsaydı yaratıcı sistem herhalde bunu baştan kurgular ve dünya üzerinde insandan başka canlı türü bulunmazdı. Biraz akıl-fikir, biraz düşünme, biraz mantık bu sersem ezberi dağıtmaya kafî zaten, tersi artık komik kaçıyor bayanlar-baylar, kusura bakmayın!..

Bu görüntü baştakiler gibi hoş ve insanî değil, farkındayım  ama ne olursa olsun bu fotoğrafı yayınlamayı vazife addettim. Bu fotoğraf da memleketimizin gözde tatil beldelerinden birinde çekildi çünkü, Edremit-Akçay'da. 77 ZE 777 plâkalı gri bir cip dün öğle saatlerinde, sokak ortasında, boynu tasmalı bu köpeğe çarpıp kaçtı. Evet, kaçtı! Ağır yaralı köpeğin acılar içinde kıvranmasına dayanamayan mahalle sakinleri veteriner çağırdı ancak yapılan tüm müdahalelere rağmen hayvancık kurtarılamadı:( Şimdi bu vaziyet üzerine ''ne olmuş yani, insanlara da çarpıp kaçıyorlar, ne var yani bunda, cık cık cık!..'' diyecek olanların da varolduğunu biliyorum. Zaten mesele de bu ya; işte gene aynı sersem ezber çıkıyor karşımıza! Bayanlar-baylar, bir insanın ölümüne sebep olmanın da, bir hayvanın ölümüne sebep olmanın da, keyfî olarak bir ağacı kesmenin de özünde aynı şey saklı:''yaşama hakkına saygısızlık'', hepsi aynı temelden besleniyor, hâlâ anlayamıyor musunuz bunu? İnsana çarpıp kaçmak da aynı, hayvana çarpıp kaçmak da, özünde aynı korkaklık ve aynı şerefsizlik var! Birini diğerine üstün ya da haklı kılan hiçbir taraf yok. Sizler hayvana çarpıp kaçan adamı hoşgörüp bunu sıradanlaştırdıkça, insana çarpıp kaçma olgusunu besleyip güçlendiriyorsunuz, bunu yapan diğerini de yapabilme potansiyeline sahip çünkü, ikisinin arası yalnızca bir adım!

Gerekli suç duyuruları yapıldı, dilerim bu araç ve sürücüsü bulunacak, ilgili kanunun yaptırımları uygulanacak. Halen bilmeyen varsa bildireyim, 5199 sayılı kanunun ilgili maddesine göre çarpılıp yaralanmasına, sakat kalmasına ya da ölümüne sebep olunan hayvanın sahipli, sahipsiz, kedi, köpek, ayı, tavşan, kurt ya da fil olması farketmiyor, kazadan sonra durup çarptığınız canlıya yardım etmeniz, ilgili birimlere haber vermeniz, mümkünse onu veterinere ya da veterineri ona ulaştırmanız,onun için yapabileceklerinizi yapmanız icap ediyor. Vurup kaçmak kanuna göre suç! Plâkanız bu hadisede olduğu gibi tesbit edilir ve görgü tanıkları da bilinçli davranıp suç duyurusunda bulunursa başınız ağrıyacak demektir, bilesiniz. Eğer çarpıp kaçtıysanız ağrımalıdır da zaten! Yarın-birgün bir çocuğa da çarpıp aynını yapmayacağınızı kim bilebilir? Direksiyon başına geçmişseniz dikkatli olacaksınız, hiçbir canlıya zarar vermeyecek şekilde davranacaksınız, elinizde olmadan bir kaza yaşanmış ise de durup sorumluluğunuzu yerine getireceksiniz, kaçmayacaksınız! Bozacaksınız artık bu bayat ezberlerinizi bayanlar-baylar, BOZACAKSINIZ! Ta ki; dünyanın sadece size ait olmadığını, hepimizin aynı bütünün parçaları olduğunu anlayıncaya kadar, işte o kadar!..

Meraklısı için ek ve de dip: İki ayrı haber, biri ''su''ya dairdir, habere aha da  buradan gidilir, öteki ise İspanya'nın çok sevdiğim Catalunya bölgesindendir, Catalan Özerk Parlamentosu'nun aldığı cesur bir kararın haberidir, tarafımdan alkış ve takdirlerle kamuoyuna ilân edilir. İşte sivil toplum örgütleri ve parlamentonun işbriliği+ahenk içinde çalışması, neticede de yaratacağı maddî kayba rağmen insanî kararlar alması böyle güzel ve örnek alınacak birşeydir. Bütün bunların üstüne de, zannederim şu muhteşem mektup çok iyi gidecektir. ''Hayvanlar olmadan insan nedir? Eğer bütün hayvanlar bitse, insan  ruhun büyük yanlızlığından ölürdü. Çünkü hayvanlara ne olursa, insana da aynısı olur, kısa süre içinde. Her şey birbirine bağlıdır.'' Ruhundan öperim Büyük Şef Seattle, yolun ışıklı olsun...

4 yorum:

Hasan dedi ki...

Ablacım merhaba, öyle iki haber paylaşmışsınız ki, birini kutluyor ve tebrik ederken, diğerinde ise bir o kadar üzülüp, şiddetle kınıyorum, ne yazık ki ülkemizde hala bu tip şeyleri aşamadık, halbuki burada bu yazıdan sonra Marmaris Netsel Marina'daki çok güzel bir girişimde bulunan Sn. Serdar Taci Zengin Beyefendiyi konuşmamız gerekirdi, kendisini kutluyorum ve bu güzel davranışın örnek olmasını diliyorum, ayrıca ikinci bölümde bahsettiğiniz kaza olayınında bir daha yaşanmamasını tüm kalbimle temenni ediyor, size de bu haberleri size ait bu sayfada yer verip, bizleri bilgilendirdiğiniz için çok teşekkür ediyorum, selam ve sevgilerimle..

Handan Demiralp dedi ki...

İyi şeyler de, kötü şeyler de devam edecek elbette Hasan Bey, burada mühim olan bu iki kavramın bir denge içinde olması ve bizlerin farkındalık katsayısı... İnsan farkında oldukça daha düzgün ilerleyecek herşey, dengeler oturacak, ben buna inanıyor ve size her zamanki gibi teşekkür ediyorum, sağolun, selâmlarla...

timur dedi ki...

Blog adresinizi "timurca" da görünce tıkladım. İyi yapmışım...

Güzel bir blog kutlarım.

Yazılarınıza arada bir dönüp okuyacağım.

"çalıntı" yapmak serbest mi? :))

Sevgiler.Timur Ugan (timurugan.wordpress.com)

Handan Demiralp dedi ki...

Sizin için her tür ''çalıntı'' serbest elbette Timur Bey:) Ben sizi hayli zamandır takip ediyor ve sayfanıza link veriyorum. Başarılarınız daim olsun. Sevgi ve selâm ile...