1 Mart 2014 Cumartesi

Taaa İspanya'dan...



Rahmetli babacığım bu fotoğrafın arkasına da el yazısı ile çekildiği tarihi not etmiş: "23 Nisan 1971..." Elbette halinden pek de memnun görünmeyen bu komik kız çocuğunun haberi yoktu Aydın'da çekilen bu fotoğraftan tam 42 yıl sonra, gene aynı günün akşam saatlerinde düşüp sağ kolunu kıracağından. Kulağının arkasına iliştirilmiş plastik kırmızı gül ve tül-saten işbirliğiyle çabucak dikilivermiş çakma İspanyol kıyafeti içinde çektirdiği bu fotoğraftan çok yıllar sonra bu kıyafetin asıl ülkesine gidecek ve çok sevecekti orayı. Defalarca, defalarca gidecek, her gidişinde daha da çok sevecek, kendini bu ülkede hiçbir zaman bir yabancı gibi hissetmeyecek ve artık neredeyse yerlisi olacaktı. Geçen senenin 23 Nisan akşamı kolu kırılmasaydı, birkaç gün sonra gene İspanya'nın başkenti Madrid'e gidecekti, uçak bileti çok evvelden alınmış, seyahatin her detayı planlanmıştı ama?.. Bu defa kısmet değildi demek, bilet mecburen açığa alındı, seyahat ise belirsiz bir tarihe ötelendi.

43 yaşındaki bu fotoğrafın çekildiği güne dair hatırladıklarım güneşin gözüme gözüme girdiği, kulağımın arkasına takılan gülün sapının kafama batıp durduğu ve çakma flamenco dansçısı kıyafeti kabarık görünsün diye içime giydirilen jüponun inanılmaz sert, rahatsız olduğu! Memnuniyetsizliğim yüzümden de belli oluyor zaten:) Ama bu yazıyı yazarken, 43 sene sonra, tam da şu an halimden çok memnunum çünkü gene İspanya'da, Madrid'deyim. Ufacık lakin çok sevimli, yaşı bir asırdan fazla rengarenk bir evin mutfak masasında oturmuş sütlü çay içiyorum ve pencereden evin baktığı Plaza de Chueca'yı seyrediyorum. Bu fotoğraftaki komik ve hoşnutsuz kızın bundan haberi olsun istedim, o sebepten onu alıp binlerce kilometre öteye getirdim ve yazısını burada, İspanya'nın başkenti Madrid'de yazmayı seçtim. Hey komik ve suratsız, çakma İspanyol dansçısı küçük kız, uzun yıllar sonrasından, taaa İspanya'dan gözlerinden öperim senin:)

2 yorum:

Baturhan dedi ki...

Çakma İspanyol danscısı küçük kız, bende tam dün seni anıyordum; bir arkadaşıma anlatırken seninle geçen Ankara günlerinde aslında ne kadar da mutlu olduğumu. Varlığının ne kadar güzel doldurduğunu hayatımın. Ama madem ki oralarda çok daha mutlu ruhun, varsın öyle OLsun, canın sağolsun. Bende çok öperim yanaklarından, neşen bol OLsun, varlığına hamdolsun.

Handan Demiralp dedi ki...

Ah canım benim, hayatımın en kıymetlilerinden, göz bebeklerimden, kıyamam, üzme beni:( Benim oralardaki varlığım geçici, dönüp geldim gene asıl çıkış noktama. Geçmişin bir zamanlarında oralarda yaşanmış olduğu kesin de, tam bir açıklama mümkün değil o konuda. Bu sebepten ne orası yaban el, ne de ben orada bir yabancıyım. Ama asıl memleketim sevdiklerimin olduğu yerdir, kıymet bilen, farkında OLan, sıkı bağlarla birbirimize bağlı olduğumuz, her ne olursa olsun gene birbirimizin elini hiç bırakmadığımız insanların. Insanlarımın. Sen de onlardan birisin ve hep en mutena yerde kalacaksın. Seni ve Cheetos'u sevgimle kucaklıyorum, öpüyorum...