6 Temmuz 2013 Cumartesi

İyi fikir...

 
Çok derli-toplu, çok bakımlı, çok yeşil, çok serin bir Ankara idi gördüğüm, bilhassa İzmir'in delirtici sıcağından sonra derin ve serin bir nefesti adetâ, çok iyi geldi evet, her mânâda... Öğrencilerimle, arkadaşlarımla, sevdiğim insanlarla bir arada olmak, zaman paylaşmak, çaylar-kahveler eşliğinde muhabbetler etmek, uzun müddettir görmediğim dostlarla buluşmak hakikaten harikaydı:) Orman ve Su İşleri Bakanlığı'na yaptığım ziyaretten sonra bana sunulan hediyelik karton çantanın içinden bu bitki çayı kutuları da çıktı ki; bana göre bu diğer bütün yazılı/görsel vs. tanıtım çalışmalarının önüne geçebilecek kadar iyi bir fikirdi. Bu karışımın içinde neler yok ki? Defne, kuşdili, gülhatmi, adaçayı, ıhlamur, kekik, nane, melisa, mercanköşk, mersin, papatya gibi birbirinden şifalı ve hoş kokulu bitki aynı paketin içine girmiş, üstelik tamamı doğadan toplanmış, ormanlarımızın doğal zenginliği yani, en ufak bir katkı maddesi, boya ya da kimyasal içermiyor. Tadı ise zaten olağanüstü, bu karışımı içmek ormanların olanca tazeliğini, güzelliğini, tertemiz havasının, suyunun, toprağının şifasını yudumlamak gibi, muhteşem! Bakanlığa gelen konuklara çay, kahve ve diğer sıcak ya da soğuk içecekler yanında ''orman çayı'' denen bu karışım da sunuluyor ve içenler tarafından çok beğeniliyor. Ülkemizin orman varlıklarının tanıtılması ve değerlendirilmesi adına gerçekten çok iyi fikir, bazen bir paket bitki çayıyla bir sürü kitap, afiş ya da broşürden çok daha fazla şey anlatabilirsiniz insanlara, Orman ve Su İşleri Bakanlığı ile Orman Genel Müdürlüğü'nü özellikle bu hoş uygulama için tebrik ederim. Bardak poşet çay haricinde kekik, biberiye, defne, ıhlamur, kuşburnu, adaçayı gibi bitkilerin ayrı ayrı ufak poşetlerde bulunduğu bir hatıra bitki paketi daha yapmışlar, onu da çok sevdim, bagajdaki karton çantadan yükselen mis gibi ferah koku uzun müddet ben nereye gidersem oraya ve neticede İzmir'e, evime kadar geldi, iyi ki geldi:) 

Sahip olduğumuz ama bazen unuttuğumuz doğal varlık ve zenginlikleri hatırlatırken, bildik sıcak içecek alışkanlıklarına farklı ve de çok şifalı bir alternatif sunan bu uygulama gelişerek devam eder dilerim. Ayrıca; başta daimî yol arkadaşım, değerli meslekdaşım Sn.Fatih Öznur olmak üzere, Ankara'da bulunduğum süre içinde beni adetâ elleri üzerinde taşıyarak ağırlayan, görebilmek için özel zaman ayıran, arayan, soran, gelen, bulan tüm dostlarıma, arkadaşlarıma, sevdiklerime muhabbetle teşekkür ederim. 35 dakika ile başlayıp bir saate çıkan bir rötarla Ankara-İzmir uçtum ve evime saat 03.00'e doğru ancak girebildim. Dolayısı ile biraz dinlenmeye ihtiyaç duyuyorum. Ankara'ya dair daha anlatacaklarım var ama, şimdilik bu kadar OLsun, herkesin hafta sonu istediği gibi OLsun:)

3 yorum:

Baturhan dedi ki...

Şimdi merak hasıl oldu.. Sayın Öznur'a bir ziyaretde bulunayımda şu çaydan birde biz içelim..
Bu arada Hindistan tütsüleri daha yakmadan güzel aroması ile evimizi doldurdu; sokak kapısından girince hemen sarıyor insanı..
Teşekkürler canım arkadaşım, şu dört üç mevzusunu düşüncen di mi? :)))

Handan Demiralp dedi ki...

Allah yardımcın OLsun ve anneciğine çabucak şifalar versin canım arkadaşım. Fati Baba bu tarz bitki çaylarından kendisi içmek adına hiç hazzetmiyorsa da, konuklarına ikram etmeyi elbette sever, bir ara uğra ve iç, hâttâ iste, sen de al:) Kokular hatıralarımızı yönetiyormuş gibi geliyor bana bazen, tütsüler sandal ağacıdır ve orijinaldir, sağlıklı, güzel günlerde yakın. Onca darlık ve zorluk içinde görüşmek için zaman ayırmanıza ve zarif evsahipliğinize tekrar teşekkür ederek sevgimle kucaklıyorum...

Handan Demiralp dedi ki...

4+3'ü unutmuşum, o konu pek de bana bağlı değil aslında ama, son beş senedir İzmir'de sesimi çıkarmadan, kıpraşmadan kaldığıma bakarak ''eh, artık zamanı geldi, bu yakında kalkışır yer değişikliğine, taşınmadan duramaz!'' diye düşünenlere de hürmet ederiz tabii. Haksız değiller:) Bakıciiz arkıdeşim, bakıciiz ama, artık beni orada daha sık aralıklarla göreceğin kesindir, idare et şimdilik. Sevgiler...