20 Şubat 2013 Çarşamba

Mendil verem mi?:)


Ankara'nın Keçiören'inde, epey uzun müddet çalıştığım Devlet Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğü'ndeki eski ofisimin kapısından içeri girdiğimde zaten gözlerim dopdoluydu, dokunsalar ağlayacak haldeydim. Ama gene de; yeni yaşımı karşılamama henüz dört gün varken ve biz çay-kahve içip bir yandan da muhabbet ederken ansızın kapının açılıp yardımcımız sevgili Sedef'in elinde doğum günü pastasıyla, arkasında da beraber çalıştığımız şoför arkadaşlarımızla içeri gireceğini hiç ummuyordum doğrusu. Üzerinde adım yazılı, en sevdiğim meyvelerden yapılmış pastayı, mumları falan görünce ''yaa siz bunu bana neden yapıyorsunuz Allah aşkına?'' diyerek tamamen koyverdim gitti artık gözümde birikmiş yaşları!.. 

Elbette bu güzel sürprizin perde arkasında İstanbul ve Ankara'da çoook uzun yıllar beraber çalıştığımız, iyi-kötü günlerimizi, hastalıklarımızı, sevinçlerimizi, sıkıntılı zamanlarımızı, herşeyimizi paylaştığımız sevgili meslekdaşım, yol arkadaşım Fatih Öznur vardı. Annemin dediği gibi; evvelâ bizleri ağırladığı harika öğle yemeğinde kahkahalarla güldürdü, ardından yaptığı bu sürprizle duygularımızı coşturup hüngür hüngür ağlattı... Ne diyeyim ki ben şimdi ona, sanki ne söylesem  tam ifade edemeyecek hislerimi sözlerim, en iyisi ''iyi ki varsın, iyi ki hayatımdasın, seni seviyorum uzun yol arkadaşım, tüm kalbimle teşekkür ederim, sağOLasın, varOLasın'' deyip susayım. 

Hem hüngürdemeli, hem kahkahalarla gülmeli bu erken doğum günü partisinde annem de hayranı olduğu, tahmin raporlarını hiç sektirmeden takip ettiği  genç bir hava durumu sunucusuyla hatıra fotoğrafı çektirme imkânı buldu:) O Dr.Halit Sivuk'tu, kendisini TRT ekranlarında izlemektesiniz, bu genç meteoroloji uzmanı Fatih ve benim öğrencimiz olmasından gurur duyduğumuz, çok sevdiğimiz ve takdir ettiğimiz bir kardeşimizdir. Artık meslekdaş da olduk, gönülden tebrik ediyorum. Sevgili Halit, başarıların hep sürsün, yolun hep açık OLsun, TRT'nin kadrolu spikerleri arasına, aramıza hoşgeldin:)
                                                         
Sabahın kör vaktinde İzmir'deki evlerimizin kapılarını çekip çıkmamızla başlayan ve geceyarısına doğru  gene aynı kapıları açmamız ve ''ooh, çok şükür...'' diyerek evlerimize girmemizle sonuçlanan bu günübirlik Ankara serüveni aslında bunun içindi. Hindistan hükûmetinin kısa süre önce aldığı bir karar neticesinde mevcut vize uygulamasında değişiklikler yapıldı, Hindistan için vize başvurusu yapan herkesin bizzat elçiliğe ya da başkonsolosluğa gidip parmak izi vermesi ve orada fotoğraf çektirmesi şartı getirildi. Yeşil pasaport da dahil, herkesten vize isteyen bu ülkeye giriş yapabilmek için artık Ankara'ya, yâhût İstanbul'daki başkonsolosluğa kadar gidip on parmağınızın elektronik izini bilgisayara işletmeniz ve Hintli yetkililere fotoğraf çektirmeniz gerekiyor. Sizden istenen diğer evrak da hazırsa, sabah elçiliğe bıraktığınız pasaportunuzu akşam bu şekilde vize belgesi yapıştırılmış olarak geri alabilirsiniz, yok aynı gün içinde yetişmemişse bilâhare kayıtlı adresinize göndermek gibi bir incelik yapıyorlar. Bizim işlemlerimizde bir sorun çıkmadı ve aynı gün içinde vize+pasaportlarımızı alabildik çok şükür...  Hindistan'ın kılı kırk yaran bu yeni uygulaması biraz şaşkınlık ve sıkıntı yarattı tabii, zira evvelden evrak gönderilerek halledilebilen vize işi için hangi şehre daha yakınsanız, artık bir Ankara veya İstanbul seyahati yapmak gerekiyor, bu da ek masraf+zaman anlamına geliyor ama yapacak birşey de yok, kural kuraldır, ''madem o kadar yolu gideceksiniz, kendi şehirleriniz arasındaki bu yolu da gözünüzde fazla büyütmeyin a canım'' diyor yani Hindistan size:)

Sabah erken saatte Ankara Esenboğa Havaalanı'ndan başlayarak bütün gün bizimle birlikte oradan oraya koşturan emektar şoför arkadaşımız sevgili Hacı Ünlü'ye bilhassa teşekkür ediyoruz. Gene çok sevdiğimiz şoförlerimizden Mehmet Ali Bey, Ankara'da olduğum haberini alır-almaz koşup gelen THY personeli değerli dostumuz Kenan TavukçuDSİ Genel Müdürlüğü Ankara 5.Bölge Misafirhanesi'nin değerli personeli, Devlet Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğü'nde görevli sevgili dostlarım, değerli Meteoroloji'nin Sesi Radyosu çalışanları, T.C.Orman ve Su İşleri Bakanlığı'ndaki çalışma arkadaşlarım, hepinize içtenlikle bir kez daha teşekkür ederim. Bu çok sürâtli Ankara seyahati sizler sayesinde hem kolay, hem de keyifli oldu, hepiniz sağOLasınız. Eh Fatih, senin de alacağın OLsun e mi, hele bekle sen benim hayırlısıyla şu Hindistan'dan dönmemi! :)   

4 yorum:

reviga dedi ki...

Benim için de çok hoş bir karşılaşma oldu, hem sizi gördüm hem annenizle tanıştım...Bir sonraki Ankara seyahatinizde teyzeciğimle birlikte evimizde de misafir etmek istiyoruz mutlaka, lütfen kayıtlara geçsin :)

Handan Demiralp dedi ki...

An itibarıyle kayıtlara geçmiştir, tamam merkez:)
Hepimizden sevgilerle,tekrar teşekkürle...

Baturhan dedi ki...

Süper olmuş Handan, bende yazdım bunu bir kenara..

Handan Demiralp dedi ki...

Tafsilatlı şekilde yazdım Facebook'dan sana, İzmir'den Ankara'ya geliş süremizden daha uzun sürdü havaalanından elçiliğe gitmemiz!O nasıl bir trafiktir öyle, aman Allah dedik yani!Geçen defa da senin 5.Bölge'ye gelmen ne kadar sürmüştü, hatırla bakiim? Seni seviyorum arkadaşım:)