8 Şubat 2011 Salı

''Vardım Hint eline''/ Su kıyısında yaşamak...


Bazen çatlamış topuklarını, yorgun ayaklarını kille ovalarken eşlik eder sana...


Bazen de kabını-kacağını yıkamak için oturuverirsin kıyısına...


Geniş taşlara vurup çarparak aynı suda yıkadığın çamaşırlar gene o suyun kıyısında kurur...


Bu topraklarda herşeyin varlığına hürmet temel bir yaşam prensibidir ama, ''su''yunki bir başkadır. Hayatı da, ölümü de kapsamaktadır su; geniş çeltik tarlalarında yetişen pirinç karın doyurmak için elzemdir, su olmazsa pirinç de olmayacaktır. Aynı su hayatın neredeyse tüm yükünü omuzladığı gibi, ölümü de taşır buralarda. Yakılan ölülerin külleri gene bu suya karışır, suyun kutsal ''karma''sına eklenir ve sonsuzluğa uzanır...


Canınız dondurma yemek isterse bu ''dondurma teknesi'' de gene suyun üzerindedir:)


Buralarda su, sizi bir yerden alıp başka bir yere taşıyan, varacağınız menzîle sizi ulaştıran birşeydir de öte yandan... Hintli keçiler alışmış bu işe çoktan, hayat hep su içinde, su kıyısında değil mi zaten efendim, e o halde ne gam?:)


Diş fırçalamak için de su lâzımdır tabii, meselâ çamaşırları yıkamaya başlamadan önce dişleri fırçalarken gene aynı su kullanılabilir:) Eski-meski, bir diş fırçanız, azıcık da macununuz olması kâfidir...


Aynı suyun kıyısında büyür çocuklar, oyunlarını suyla paylaşırlar. Hikâyeler suyun üzerine yazılıdır buralarda, su hem can verir, hem can alır. Su kıyısındaki bu hayatlar ihtimâl hep ıslaktır. Su ya nehir olup kıvrıla büküle akar önünüzden, ya da Muson yağmuru olup tepenizden boşalır. Ama öyle de olsa, böyle de olsa lâf söylenmez ''su''ya, o her zaman kutsaldır. Bu sebepten; daima şükredilir varlığına, kutlanır su, her vesile ile kutsanır. Aslında bu ''su kıyısında yaşamak'' değil, daha ziyade ''suya karışmak''tır...

8 Şubat'ın sözü: "Herhangi birinin senden nefret etmesinin asıl nedeni; senin gibi olmak istediği halde asla senin gibi olamayacağını bilmesidir..."


Hmmm, teşekkürler Victor Hugo...

2 yorum:

Berceste dedi ki...

Bak bu sefer camasira dair bir yazim var yorum yerine :)

http://berceste.blogspot.com/2008/09/bombay-amarhanleri.html

Kesin sizinkiler de ziyaret etmislerdir ya, ben once davranayim :)

Handan Demiralp dedi ki...

Çok teşekkür ederim değerli Berceste, konuya müthiş bir destek oldu bu yazı. Sevgimle:)