23 Eylül 2010 Perşembe

Teferruat...

Ki; gayet mühimdir, katiyen küçümsenmemelidir. Bazen bütününe baktığınızda göremedikleriniz, teferruata indiğinizde sizi irkiltecek vaziyetlere dönüşür, ruhunuzda ''parça tesirli bomba'' halleri yaratır, öylece kalakalırsınız. Tecrübe ile sabittir. Mümkündür...

Dinî bir vecd halini anlatma gayesi ile yapılmış bir heykelin dünyanın en erotik eserlerinden biri sayılıyor oluşunun temelinde de şüphesiz gene bu hınzır ''teferruat'' kavramı vardır ve aslında bunda şaşılacak fazla birşey de yoktur, çünkü doğrudur. Gittim, bizzat gördüm. İtalyan sanatçı Gian Lorenzo Bernini'nin zihninden ve elinden çıkma ''Ecstacy of Saint Teresa/Azize Teresa'nın Vecdi'' halen Roma'da, Santa Maria Della Vittoria Kilisesi'ndeki Cornaro Şapeli'nde bulunmaktadır ve 1647-1652 yılları arasında yapılmıştır. Buraya kadarki hikâye ''eee, n'olmuş, ne var yani bunda?''yı haliyle haketmektedir, tamam. Ancak; eserin bütününü algılayıp teferruata daldığınızda ünlü sanatçının gayet dinî bir hadiseyi basit seksüalite kavramlarını kullanarak nasıl baştan çıkarıcı bir hale büründürdüğünü görebilirsiniz ki, asıl mesele (hâttâ belki başarı da)  zaten budur. Bu meşhur heykeldeki azizenin ağzı ve ayaklarının bükülüşü sanat tarihinin en hararetli tartışmalarına mevzu olmuş, Bernini'nin bunu koyu dinî geleneğe ve baskıcı  kalıplara estetik bir kazık atma gayesiyle, taammüden yaptığı da söylenegelmiştir...

Eserin bütününe baktığınızda gördüğünüz, yüzünde manîdar bir gülümseme ile elindeki altından oku azizenin yüreğine saplamaya hazırlanan sevimli, tombul bir melek ve yüzü, elleri ve ayakları dışında bütün bedeni örtüyle kaplı (yani kapalı) olan Azize Teresa'dır. Bu sahne zaten azizenin bizzat kaleme aldığı kitabında, kendisi tarafından anlatılmış ve yüksek frekansta bir dinî vecd, kendinden geçme hali ifade edilmiştir. Mühim olan Bernini'nin bu hadiseyi kendi üslûbu ile anlatış tarzıdır ki; halen hararetli tartışmalara sebep olan da budur. Zira sanatçı (ki; benim kanâatim de bunu tamamen kasıtlı olarak yaptığı yönündedir) sözkonusu vecd halini gayet belirgin orgazmik bir ifadeyle mermere nakşetmiş ve böylece Roma gezginlerinin görmeden kentten ayrılmayı ciddî eksiklik saydıkları bu esere babalar gibi imzasını atmıştır! Santa Maria Della Vittoria ufak bir kilisedir, merkezde sayılmaz üstelik ama halen ziyaretçisinin bu kadar fazla oluşunu bahis konusu ''Azize Teresa'nın Vecdi'' heykeline ve elbette yaratıcısı Gian Lorenzo Bernini'ye borçludur...

Buradan hareketle, teferruatı küçümsemek icap ettiğini, hâttâ bazen teferruatın ''bütün''ün önüne geçebildiğini söylemek hata olmaz zannederim. Ezcümle; ''bütün''e hürmetim bakîdir ammavelâkin, ''teferruat'' avlamayı  bilhassa severim:)

2 yorum:

Şenpolat dedi ki...

kitabın aynı bölümünden etkilenmemiz ne büyük tesadüf. kitabı okuduktan sonra bu heykelin fotosunu bilgisayarımda aylarca masa üstü yapmıştım. ayaklar ve yüzün gerginliği bitirdi beni. aynı şeyi şimdi senin tesbitinde de görmek bir anda nostalji yarattı.

Handan Demiralp dedi ki...

E biz çoktandır aynı gemideyiz sevgili dostum, bunda şaşacak birşey yok ki:) Bilirsin, Bernini aynı zamanda güçlü bir Illuminati mensubu idi ve kilisenin radikal kalıplarına usûlünce başkaldırmak kendisi için bir nevî vazife olmuştu. Michelangelo ve Da Vinci gibi. Dan Brown bunların ipuçlarını ortaya dökerek epey ekmek yedi tabii ama burada mühim olan iddiaların bütünüyle gerçek oluşu, görünce gayet bariz anlaşılıyor zaten. Ben bu heykelin karşısında epeyce oyalandıydım, bilhassa ayak için özel çalışma yapıldığını ve ancak orgazm halindeki bir insanın ayağının istemdışı şekilde, böyle kasılıp kıvrılabileceğinin saptanmış olduğunu da biliyorsundur muhtemelen. Ağız için ise zaten söylenebilecek fazla şey yok. Bernini söyleyeceğini mermer yoluyla söylemiş:) Aynı düşünceleri paylaştığımıza sevindim ama şaşırmadım. Harika çalışmalarını övünçle takip ediyorum, yolun hep aydınlık olsun. Sevgilerle...