25 Ağustos 2010 Çarşamba

-meli...

Eğer mutfağımda bundan bol miktarda bulunmuyorsa ortada ciddî bir sorun var demektir, acilen o sorun giderilmeli! Her zaman elimin altında olmalı, bitmeye yakın derhal gidilip yenisi alınmalı, asla dişler koflaşana, boşalana, bayatlayana kadar beklememeli yani, keyifle, şükürle, iştahla tüketilmeli, varlığına hürmet edilmeli, o olmasa ''lezzet'' denen kavramın ne kadar eksik kalacağı düşünülmeli...

Ve bu... Yaprağından yağına, nesi varsa olmalı mutfağımda. Sadece kahvaltılara değil, her öğüne muhakkak eşlik etmeli, tanesini geçtim hadi ama yağı boy boy, şekil şekil şişelere bölüştürülmeli, türlü çeşit otla, baharatla buluşturulmalı, ev yapımı ekmeklerle seviştirilmeli, domatesin, salatalığın, peynirin bile üzerinde muhakkak şöyle bir gezdirilmeli. Rengi, kokusu, tadı asla es geçilmemeli, şöyle adam gibi hissedilmeli. Sonra, sevgili Oya Kayacan dostumun bir yazısında belirtmiş olduğu gibi; mutfak dediğin yemek pişirirken dağılmalı, yağlanmalı, kokmalı, kirlenmeli ki mutfak olduğu anlaşılsın, yoksa oraya mutfak değil ''laboratuar'' denmeli:) Bu ikisinin eksik olduğu mutfağın ne kadar ''mutfak'' sayılabileceği üzerine açık oturumlar falan düzenlenmeli bence, mutfaklarda pişen hemen her türlü yemek bu iki ana malzeme üzerinden temellenmeli. Yani efendim; başka neye ''hayır'' denecekse denmeli de, bu ikisinin içinde olduğu herşeye ''evet'' denmeli. Sevmeyenler beri dursun, sevenleri sevmeli, sık sık eve yemeğe davet etmeli:)

3 yorum:

Çiğdem Atabey dedi ki...

davetine seve seve icabet ederdim de uzaktayız be güzelim.. :)) şükür ki gönüllerimiz bir.. kucaklarım..

BATURHAN dedi ki...

Atakule'nin oradan Uğur Mumcu Caddesi'ne doğru yürüyorum, önümde bir kadın elinde telefonu, -artık kiminle konuşuyorsa- fırçalıyor karşısındakini.
-Ben sana bu sıcakta yemek yapma dedim.. hasta etcen kızanları.. yoğurt yedir onlara.. samırsaklı..:)

Handan Demiralp dedi ki...

Cheetos'cuğum; kapımız, soframız, aşımız-ekmeğimiz daima hazır can dostlarımız için, yollar gene buluşur nasılsa:) Sevgimizle, daima...
Ve Batos'cuğum; kadıncağız doğru söylemiş valla, bu sıcaklarda yağlı-salçalı, ETLİ, KANLI (!) yemeklere ne lüzûm var? Yapacan ortaya koca bir çanak sarmısaklı yoğurt, basacan üzerine naneyi, çalakaşık yiyecek millet ferah ferah, di mi ama?:) Sevgimizle, sofralarımızın hep bereketli olması dileğimizle...