10 Temmuz 2010 Cumartesi

Sinir ilaçları!..

Genç kızların aşırı makyaj ve hep aynı ton sarıya boyalı saçlarla kendilerini ilâhe zannederek ortalıkta dolaşması, etraftaki diğer dişi varlıklara da ucubeymiş gibi trendy güneş gözlüklerinin ardından ve tepeden bakması! Bu cinslerden bizim Bostanlı'da da çok var ne yazık ki... Arkadaşlar, güzelliğin kriterleri ne yazık ki sandığınız gibi değil, dikkat çekici olabilirsiniz ancak bu şekilde ''çekici'' olduğunuzu da zannetmeniz büyük yanılgıdır, üzgünüm ama gerçek bu. Arkanızdan kaç kişinin dönüp baktığı mühim değil, acep hakiki kimliğiniz ve tabii halinizle de güzel misiniz? Sevdiğiniz, seveceğiniz, evleneceğiniz adam yanınızda uyanmaktan mutluluk duyacak mı, şiş gözleriniz, dağınık saçlarınız, boyasız yüzünüz ve dizleri çıkmış penye pijamanızla da beğenecek mi sizi, daha yüzünüzü yıkamadan, dişinizi fırçalamadan aşkla sarılıp öpebilecek mi? Yoksa ondan önce kalkıp banyoya mı koşacaksınız hep makyaj yapmak, saç fönlemek için? Neyse deneye-yanıla neticede olgunlaşacak ve aslolanın ''birilerini ve birşeyleri taklit etmek'' değil, kendinize ait, oturmuş, yerleşmiş bir tarz geliştirmek olduğunu kavrayacaksınız. Gençliğinizi sevin bence ya, yaşınızdan daha büyük görünmeye çalışarak, makyajınızı, saçınızı, dekoltelerinizi abartarak müthiş seksi, tapınılan, sözde herkesi sollayıp geçen bir arzu nesnesi olduğunuzu sanmanız içimi acıtıyor, yazık oluyor:(

Hanımlar; kilolu olmak yalın haliyle fecî birşey değildir, bu durumu fecî kılan kilolu insanların asla giymemesi gereken kimi şeyleri giyip ortalıkta dolanmaktır. Bunlardan biri de bedene sımsıkı yapışan  skinny jeanlardır! Hele bir de düşük bel olursa bilin ki vaziyet artık saç-baş yolduracak noktadadır! Evinizde, kendinize özel zamanlarda falan giyin tabii, birşey diyemem ama ne olur o halde ahalî içine çıkmayın ya, o jeanların içine sığabilmek için verilen mücadele bana göre kilo vermek için uygulayacağınız sağlıklı bir diyet ve yapacağınız kimi egzersizlerin yanında solda sıfır kalır! Deneyin Allah rızası için,  lûtfen, rica ediyorum. Bu gibi manzaralarla karşılaştıkça ben sıkıntıdan buram buram terleyerek sizler adına da kilo veriyorum ve ideal kilomu bu yüzden kaybediyorum!..

Bu ne bu şimdi? Partnerinizle hiç böyle bir duruş denediniz mi, ya da sokakta, sağda-solda böyle duran sevgililer, eşler falan gördünüz mü? Bu vaziyetin anlamı nedir, evlilik hayatına dair kimi mesajlar içermekte midir? Sözgelimi; beraber yemek pişirmek için mutfağa girdiğinizde tezgâhın üzerindeki malzemelere ya da ocaktaki tavaya bu pozisyonda mı bakacaksınız? Gelinin eller niye belde, hadi damadı anladık. Hayatınızı hep penceresinin önünden yelkenliler geçerken günbatımı eller belde seyredilen, sıkıcı şekilde klasik döşenmiş bir yalıda mı geçireceksiniz? O yalı size evlilik hediyesi midir? Sizin akrabalar çok mu zengindir? Gelinle damadın eskiden olduğu gibi yanyana ve kendileri olarak, kendileri gibi gülümseyerek verdiği sade nikâh pozlarının suyu mu çıkmıştır? Bu gibi tuhaf fonlar önündeki, bir o kadar tuhaf duruşlu gelin-damat çekimleri insana sınıf falan mı atlatmakta, elâlemi hasetten çatlatmakta mıdır? Mesajı alamadım sanırım ben, cahilliğime verin, nasıl yani ya, niçin, neden?..

''Aaa, ben etsiz sofraya oturmam, zaten etli birşey yemezsem hayatta doymam'' diyenler, bunun beslenme kaliteniz ya da zenginliğinizin bir göstergesi olmadığını, sadece hayatınızın ileri bir evresinde sağlığınızı muhakkak tehdit edecek bir alışkanlık olduğunu ne vakit farkedecek ve bu ezberi ne vakit terkedeceksiniz? Kolesterol ya da tansiyon tavana vurunca mı, bağırsaklar iflas edip şimdi beğenmediğiniz o sebzelere, salatalara, otlara, bitkisel liflere, posalara paşa paşa mahkûm olunca mı? Hem üretim, hem de tüketim bazında maliyeti bu kadar yüksek bir şeyi (bir kilo kırmızı et eldesi için sarfedilen su, elektrik vs. hesaplandığında tablo kabak gibi çıkıyor ortaya, et odaklı beslenme alışkanlıkları dünyanın geleceğini tehdit ediyor ve gezegenimizdeki yetersiz beslenenleri, açları çoğaltıyor aslında!) beslenme sisteminizin odak noktası yapmak sizi etsiz tencere kaynatan zavallı fakirlere ya da ot yemekten aklı eksilmiş vejetaryenlere (!) üstün mü kılıyor yani? Bedenlerinizi ısrarlı bir tempoyla hayvan mezarlığına çevirmek bu kadar mı keyifli? Sonrası daha zor olmayacak mı sizler için? Ben çoook hastanede yattım, hiçbirinde hastalara yoğurtlu-soslu kebap servis edildiğini, akşam yemeğinde kızarmış biftek, pirzola verildiğini görmedim? Allah düşürmesin de, günün birinde yolunuz oralara düşerse görüp göreceğiniz en fazla tavuksuyuna şehriye çorbası falan olacaktır, gerisi hep o şimdi burun kıvırdığınız, yemekten saymadığınız sebzelerden oluşacaktır, içinde eser miktarda kıyma bulursanız şükredin! Ve bana sorarsanız, siz şimdiden midelerinizi sade suya haşlanmış, üzerine yoğurt bocalanmış pirinç lapalarına, patateslere, ıspanaklara, iyice seyreltilmiş, yağsız sebze çorbalarına hazırlayın. Gidiş o gidiş çünkü! Bana farketmez, her halükârda seve seve yerim, siz düşünün...

2 yorum:

Hasan dedi ki...

Handan hanım merhaba, yazınızı genel olarak beğendim özellikle bayanların makyaj ve skinny jeans durumları ile ilgili söylediklerinizi çok beğendim, çünkü ancak bu kadar söylenebilirdi,inşaalah bu durumun düzelmesi siz ve sizin gibi değerli, saygı duyduğumuz kişilerin söylemleriyle düzelir, o bahsettiğiniz ve örnek verdiğiniz durumlar bir bayana, hanımefendilere yakışmayan bir durum, ne diyelim inşaallah düzelir, selam ve sevgiler..

Handan Demiralp dedi ki...

Ben kendi sinir olduğum hususları dile getirdim Hasan Bey, elbette herkes benimle aynı görüşte olmayabilir lâkin ben çevre ve gürültü kirliliği kadar, görüntü kirliliğini de önemsiyorum:) Etrafımda zayıf ya da şişman, genç ya da yaşlı, kadın ya da erkek farketmiyor, kendi tarzını oturtmuş, bedenini ve varlığını tanımış, buna göre yaşayan, konuşan, giyinen, kendine saygılı insanlar görmekten hoşlanıyorum. Birilerini taklit etmek bana çok çocuk işi geliyor, bunu ancak 10-15 yaş gurubu yaparsa yakışır ve onların hakkıdır diye düşünüyorum. Ve gençler adına umutlu olmak istiyorum, onların kendileri olmayı çabuk öğrenmelerini istiyorum. Belki de fazla şey istiyorumdur, bilemem ama kişisel kanâatlerimi yazdım işte. Paylaştığınız için teşekkür ederim. Selâmlarla...