12 Temmuz 2010 Pazartesi

Sevincin İspanyolcası...


 
Söylemesi kolay, kazanması zor: ''La copa del mundo'' yani ''dünya kupası''... Dünyanın farklı kıtalarından futbol millî takımları birbirlerini devire devire ilerlediler, iş finale gelip dayandığında ortada sadece Avrupa kıtası kalmıştı. Kupayı evine hiç götürmemiş iki Avrupa takımı arasındaki kıran kırana mücadele dün gece sonuçlandı ve özellikle İspanya'nın başkenti Madrid'de daha önce benzeri yaşanmamış çok özel bir sevinç yaşandı, zira ''La copa del mundo''yu İspanya millî takımı işte böyle kucakladı:)

Ülkenin en ünlü gazetelerinden ''El Pais''e göz atın istedim, elbette ve haklı olarak manşetlerde bu büyük başarının gururu+sevinci vardı. Bana ve izleyen pekçok kişiye göre maçta muhakkak gösterilmesi gereken bir kırmızı kart vardı, eğer hakem İspanyol oyuncunun kaburgaları arasında patlayan o müthiş tekmenin karşılığını kırmızı kart olarak verse ve tekmenin sahibi Hollandalıyı maçtan atsa karşılaşma uzatmalara kalmaz ve İspanya beklenen golü çok daha önce çakardı ama olmadı. Bu arada; forma arkadaşım ''7'' numaralı David Villa dün kötü günündeydi, çocukcağız ne yaptıysa sanki eline yapıştı, bu da ondan beklentisi olanları haliyle hayâl kırıklığına uğrattı! Maçın ikinci uzatması başladığında  iyice daraldım, sanki yüzbilmemkaç dakikadır beygir gibi koşan futbolcularla birlikte ben de o kadar koşmuş ve artık tükenmiş gibiydim, maçın kaderi atılacak o ilk ve tek gole kilitlenmişti ve bu durum sinirleri adamakıllı germişti. Fotoğrafta gördüğünüz Sergio Ramos biraderim baştan sona mücadeleyi hiç bırakmaması ve sık sık başını göğe çevirerek yaradandan yardım istemesi ile dikkat çekti. Ve beklediği yardım biraz gecikmeli de olsa nihayet geldi:) Hanımefendiliği ve sadeliği ile daima takdir ettiğim İspanya kraliçesi Sofia'nın bile yerinden fırlayarak çılgınlar gibi sevinmesine sebep olan o ilk ve tek gol benim ses tellerim üzerinde de hayli yıkıcı bir etki yaptı, itiraf etmeliyim! Bağırdım, evet olanca sesimle bağırdım, hiç de pişman değilim efendim. Tahminlerimin doğru çıkmasına da ayrıca sevindim:) Şimdi artık diledikleri kadar kutlasınlar dünya şampiyonluğunu, haklarıdır İspanyol kardeşlerimin. Boğa güreşleri konusunda halen farklı saflardayız ancak futbolda sevincimiz ortak, bütün kalbimle ve halen sırtımda olan terli millî takım formamla tebrik eder, bir kez daha ''Viva España!'' derim...

                       
Aha da bu tekmedir bahsedilen, adamın böğrüne şekilde görüldüğü gibi geçirilmiş olup kırmızı kartı haketmekteyken hakemin gösterdiği sarı kartla izleyicileri şaşırtmış ve maçın kaderini de elbette etkilemiştir. Ne ki; bu vaziyet İspanya'nın galibiyetini engellemeye yetmemiş, sadece hayli geciktirmiştir. Tekmeyi atan arkadaş kırmızı kartla maçtan çıkarılmış olsaydı muhtemelen daha kısa ve gene İspanya'nın galibiyetiyle sonuçlanan bir mücadele izleyecektik, o vakit 10 kişi kalmış olan Hollanda belki bu kadar direnemezdi diye düşünüyorum. Neyse...

2 yorum:

Hasan dedi ki...

Ablacım merhaba, evet kıran kırana bir maç oldu, sizinle İspanya'nın kazanması konusunda hem fikirdim maçtan önce size de yazmıştım, hak edilen bir galibiyet ve hak edilen bir kupa, ayrıca sizinde bahsettiğiniz ve fotoğrafını da yayınladığınız o tekme pozisyonu hiç hoş olmayan, sporun barış,kardeşlik dediğimiz ve arzu ettiğimiz kavramın dışına çıkması beni çok üzdü, hakeminde bu pozisyonu sarı kartla geçiştirmesi de ayrıca çok düşündürücü, sonuç olarak bana göre keyifsiz geçen bir turnuvanın sonunda İspanya'nın zaferiyle sonuçlanması beni mutlu eden tek şeydi, ne diyelim hayırlı olsun deyip sizin bitirdiğiniz gibi bitirmek isityorum... ''Viva Espana!'' sevgilerimle..

Handan Demiralp dedi ki...

:) Teşekkürler Hasan Bey, aynen belirttiğiniz gibidir vaziyet,sağolun...