23 Temmuz 2010 Cuma

İspanyol işi bir evlilik haberi...

Birlikte oynadıkları filmlerdeki uyum ve başarının sırrı elbette her ikisinin de İspanyol oluşundan kaynaklanmıyordu. Penèlope Cruz ve Javier Bardem aslında iki eski arkadaştı. Farklı insanlarla pekçok beraberlik yaşamışlar ve Oscar kazanmanın sevincini de paylaşmışlardı. Arkadaşlıklarının duygusal boyut kazandığını öğrendiğimde gülümsemiştim, filmlerdeki uyumu demek özel hayatlarına da taşımışlardı. Her ikisini de izlemeyi severdim zaten, bu yüzden sevinmiştim:)

Ünlü İspanyol yönetmen Almodóvar'ın çalışmayı özellikle sevdiği bu iki oyuncu artık evli, bu son zamanlarda aldığım en güzel evlilik haberi diyebilirim. Bardem zaten genel sisteme aykırı duruşu ile dikkat çeken bir adam, oynamayı seçtiği rollere bakıldığında bu gayet açık görülür. Müthiş cesur ve özgüvenli, yakışıklı olmanın aktörlükte sadece bir cilâ olduğunu çok önceden farketmiş bana göre. Bu yüzden sûretini önemsemiyor rollerinde, 50 yaşlarında, yatağa mahkûm, saçları dökülmüş, kendisi için ısrarla ötanazi isteyen felçli bir adamı da, alkolik ve hayatta hep kaybetmiş sıradan bir işçiyi de aynı rahatlıkla canlandırabiliyor yani. Ya da tuhaf ve irkiltici görüntüsüyle su içer gibi adam öldüren manyak bir serî katil olabiliyor. Hayran olduğum Johnny Depp de öyledir, ''yakışıklı'' nitelemesinden hoşlanmaz ve rollerinde yakışıklı görünme derdi hiç yoktur. Bu sebeple, onu da hep izleyiciyi yerinden sıçratan, acaip, tuhaf kimliklerde izleriz. Bu takdir edilesi bir özgüven tezahürüdür ve Bardem'de de aynısı vardır. Ben böyle  ''sürü''nün bir parçası olmayı kayıtsız-şartsız kabûllenmeyen, aykırı, sahici ve kendine has kişilikleri çok severim. Zannediyorum bu kişilerin alanlarında başarılı olmaları da sadece bir tesadüf değildir. Penèlope Cruz yengemiz de öyledir.

''Star''lık kavramı içinde ''sahicilik'' ne kadar ve nereye kadar olabilir, bu ayrı bir tartışma konusudur kuşkusuz. Ama bildiğim odur ki; ''sanat'' gibi özel yeteneğe bağlı bir alanda yaşayan ve çalışan insanların başarısı güzelliklerine ya da yakışıklılıklarına endeksli değildir. Hele sinema sanatçıları için ilk ve temel gereklilik olarak düşünülen bu klasik ezber de artık özgüveni yüksek, cesur ve aykırı kimlikler tarafından başarıyla bozulmakta, doğrusu çok da iyi olmaktadır. Canlandıracağı rol için onlarca kilo almak ya da vermek, saçıyla, yüzüyle, görünüşüyle  cesaretle oynayabilmek, bunu yaparken çirkinliği ya da güzelliği değil, rolün gerçekliğini baz almak öyle herkesin kolaylıkla yapabileceği birşey değildir. Sanırım bu yüzden ''gerçek'' starlar gündelik, makyajsız ve sıradan halleriyle görüntülenmekten çekinmiyor, ''ayyy, makyajsızım, lûtfen çekmeyin yaaa!'' gibi vaziyetlere gerek duymuyor, bu gibi fotoğraflarına bakıp bakıp duvar tekmelemiyor:) Gene şahsî kanâatimdir; Penèlope ve Javier de eminim birbirlerini zaten bu halleriyle seviyor. Kategorize etmek istemem ve zaten uzun zamandır birlikte olan insanların gidip bunu resmîleştirmiş olmalarını da  kendi seçimlerine bağlarım ama, bana bu evlilik başarılı olacak gibi geliyor. Bu kadınla bu adam birbirine yakışıyor. Yanyana ve ruhruha iyi duruyor, yeteneklerinden ortaya harika bir karışım çıkıyor. Ve hissediyorum, onları izlemeyi seven bizleri daha epeyce güzel, lezzetli  film bekliyor:)

Meraklısı için: Efendim, ''tüm canların avukatı'' sevgili Ahmet Kemal Şenpolat haber etti, ben de duyurmayı görev bildim. Bu akşam NTV ekranında yayınlanacakmış, zihninde vejetaryenlikle ilgili soru işaretleri uçuşan ve bilhassa etcil beslenmeyi sevenler izlerse faydası olacağı kanâatindeyim. Benden söylemesi, sizden izlemesi...

2 yorum:

Pirate/Korsan dedi ki...

Tiyatro içinde bu böyledir bilirsiniz. 70 yaşında bir kadını oynayan kişi 6 yaşındaki çocuk kılığını da girebilir. Yeri gelir makyajı akmış bir hayat kadını gibi çıkar sahneye yeri gelir prenses oluverir. Güzelken kendini daha çirkin hale büründürebilir. Sanatçı için aslolan tek şey rolünün hakkını verip vermediğidir. Gerisi onları pekte ilgilendirmemektedir. Üstelik ne gariptir ki bu tip oyucular zaten pek çok güzelliği bünyelerine indirmişlerdir. Nedeni kuşkusuz işlerini iyi yapmalarında gizlidir.

E ne diyelim Bardem ve Cruz mutluluklar. Dilerim bir yastıkta uzun yıllar sevişirsiniz :)

Handan Demiralp dedi ki...

Doğrudur Hakan'cığım; bu sebepten ''sanatçı'' kavramı özellikle popüler kültürdeki anlamı içinde defalarca tartışılmalıdır ve bu niteleme hakedilmelidir. Güzel ülkemizdeki saptırılmış anlamlardan sıyrılmalı, değerini bulmalıdır diye düşünüyorum. Bu çiftin evliliği fazla önemli olmayabilir ama ''sevgi''leri daim olursa ben de çok sevinirim:) Bizden de sana ve sana dair herşeye sevgi+şükran ile...