Şu saat itibarı ile yangının kontrol altına alındığı haberi geldi ancak rûzgârın hızı paşa gönlüne göre değişebilirdi. Bu yüzden henüz ''yangın söndürüldü'' demek için oldukça erkendi... Yanan bölgeden tüten duman, etraftaki keskin koku ve gördüklerim ağzımı-burnumu değil, en fazla ruhumu etkiledi, bir kez daha anladım ki; ''orman yangını'' diye iki kelimede özetlenebilen o şey gerçek bir çevre felaketiydi!..
O İzmir Orman Bölge Müdürü Sn.İbrahim Çiftçi, yangın başladığından beri gayet tabii olarak ekibiyle birlikte olay yerindeydi. Bir yandan gözetleme kulesinde ihbarları alırken, öte yandan sıcağı sıcağına Meteoroloji'nin Sesi Radyosu mikrofonu aracılığı ile Türkiye'ye ve dünyaya son durumu bildirdi. Bu telâşlı, kaygılı ve üzgün halimiz de böylece zamanın panosuna bir fotoğraf olarak iğnelendi. Uygununu, uygunsuzunu hiç tartışmadık, gereğine göre derhal vaziyet aldık, uçağıyla, helikopteriyle, tankeriyle, insan gücüyle oradaydık. Sebebi henüz belirlenmiş değil ama, her ne olursa olsun işte gene yandık, ne yazık ki gene yandık:(
2 yorum:
Ey! Merhaba Handan, ne var ne yok ?
Ne güzel!!! Bir yeni yolculuk ve bir yeni proje... şimdi ben izleiyorum blogin...
Ah! ne yazık yangınlar izmir'de... burada bir büyük da sorun .
İyi şanslar sana yoldaşım benim !!!
Görüşürüz
p.s.lütfen, yanlişlıklari türkım özür dilerim !
Teşekkür ederim Enric:) Seni burada da görmek güzel. Orman yangınları ülkelerimiz için büyük problem, keşke hiç olmasa... Sana da iyi şanslar, İzmir'den sevgi ve selâmlar...
Yorum Gönder