18 Haziran 2009 Perşembe

Durumdan çıkan vazife ya da...


Şimdi; bu da bir uygunsuz vaziyet tabii, evvelâ Allah'ın sıcağında, güneş tam da tepemde yumurta kaynatırken orada ne işim var benim? Sonra; ayağımdaki kalın kar botları hemen yanımda uyuklamakta olan helikopteri tekmeleyip kendine getirmek için mi? (meselâ...)

- Şşşt, uyan birader, alooo, uyuma diyorum, yangın çıkabilir her an, tetikte ol! Hem benzinin falan var mı senin, sonra bir de onunla uğraşmayalım bak, yersin böğrüne tekmeyi, ona göre!..

- Mmmm, ne? Ne diyosun sen be kızım, şurada metal yorgunluğumuzu atıyoruz iki dakika, başıma belâ mısın, nerden çıktın? Puhahahhaaaaaa:) O ayağındakiler ne öyle len, sen İzmir-Kemalpaşa'yı Grönland'la falan karıştırdın herhalde, çok komiksin valla var ya! Havaya girmişsin iyice de, yanlış yerdesin, hadi kışkış, çekil başımdan, zaten hava çok sıcak, üffff!..

- Bana bak bana, lâfına-sözüne dikkat et! Zaten bu memleketin başına ne geliyorsa senin gibi işini düzgün yapmayanlar yüzünden geliyor, görevine, işine saygı duy herşeyden evvel, anladın mı? Vazife başındaki devlet memuruna hakaretten yargılanıp hayatına zeytinyağı tenekesi olarak devam etmek istiyorsan orası başka tabii! Uyanık olacaksın, her an birşeyler olabilir, böyle şeyler an meselesidir! Düzelt yakanı-paçanı, pervaneni-kanadını, havalanmaya hazır bekle!..

- Abicim; kim bu kadın yaaa? Başımıza belâ olması için tepeden mi indirildi, aniden yerden mi bitti? Uçuş kontrol ekibinden mi, yoksa orman işçisi mi? Helikopteri yolcu uçağı falan gibi mi sanıyor bu, bana kalk dendiğinde iki dakikada kalkarım zaten, çok bilirmiş gibi benzin-menzin demez mi bir de, uçar mısın, uçurur musun?!!! Alın şunu başımdan, götürün odun falan kestirin yaaa! Tövbe tövbe!..

- Var ya; esefle kınıyorum senin bu uygunsuz vaziyetini, aklınca görev başında uyuklamasını haklı çıkaracak cak, cak, cak, -ecek, -acak, vır vır vır, dır dır dır, bla bla bla..................... Ayrıca bla bla bla, sonracığıma cak cak da cak cak, -ecek ve bir miktar da -acak, tamam mı?!!! Onlar, bunlar, şunlar olmazsa bu işler nasıl olacak haaa, nasıl olacak?!!!

- Bilmem ki nasıl olsun? Sen nasıl buyurursan öyle olsun... Puhahhaahhaaahhaaaaaa:)

Sonra ne mi oldu? Kendinden gayet emin tavırlarla ve ayağındaki kar botlarıyla rap rap yürüyerek sinir içinde uzaklaşan kadının ayağı ansızın bir taşa takıldı,
''ammmmannn!'' demeye kalmadan bir de baktı ki dizlerinin üzerinde yerde, doğal olarak avuçları da çizik içinde! Durumdan vazife çıkarmayı anladık da, vazifeden çıkıveren bu duruma şimdi ne demek gerek, e hadi tahmin et? Bravo, bildin, evet, bu apaçık ve de gayet tipik bir ''UYGUNSUZ VAZİYET''!!!!! Şimdi kalk yerden, sabah gıpgıcır giymiş olduğun ama şu an dizleri yırtılmış pantalonunu silkele ve ağzının içinde muhtelif küfürler çevirerek hiçbirşey olmamış gibi yoluna devam et, dedik ya, bu zaten en başından bir uygunsuz vaziyet...

(Muğla-Milas yakınlarında düşen ve geçtiğimiz günlerde, İzmir-Kemalpaşa'da düzenlenen orman yangını tatbikatına da iştirak etmiş olan helikopter haberi ben bu yazıyı yazdıktan hemen sonra geldi ne yazık ki:( İzmir Orman Bölge Müdürü Sn.İbrahim Çiftçi ile az önce görüştüm, helikopter ve iki Türk personel henüz bulunamamış, herkes çok üzgün, söylenebilecek ne var ki zaten? Susuyorum...)

Hiç yorum yok: