8 Şubat 2014 Cumartesi

Bu kaçıncı?..



Hatırlamıyorum, hakikaten net olarak hatırlamıyorum, ayrıca çok da önemi yok zaten kaçıncı ziyaretim olduğunun… Düşüp kolumu kırdığım için neredeyse bir sene ötelenmek zorunda kalındı, bana kalsa Mayıs ortaları gibi gitmeyi tercih ederdim ama ne çare, biletimin geçerlilik süresi doluyor. Hayırlısı…

Rengârenk bir ev seçtim bu defa, gene yüz yaşında falan ve tabii restorasyondan geçmiş, ufacık-tefecik fakat hem şehrin kalbinde, gideceğim her yere yürüme mesafesinde, hem de daha şimdiden kafalarımızın çok uyuştuğu, frekansımızın tuttuğu hayvansever ve sanat aşığı bir evsahibim var, sevgili Yeray Márquez… Konukların beraberlerinde getirebilecekleri kedi ve köpekleri için minderleri, sepetleri bile düşünmüş Yeray, kendisinin de köpeği var zaten ve bu eve karar vermem için evin bayram feneri gibi rengârenk oluşundan önce bu hayvanseverlik vurgusu tek başına kâfi geldi bana. Daha sonra evsahibimle temasa geçip yazıştığımda da yanılmadığımı, isabetli bir seçim yapmış olduğumu anladım. Eh, şimdilik bu kadar diyelim ve geri kalan kısmın hikâyesini kalbimin şehirlerinden Madrid'e bırakalım, oradan canlı canlı anlatalım. Kısa süre sonra, gene bu sinemada:)

Hiç yorum yok: