4 Aralık 2013 Çarşamba

''Doğu''nun ''uzak'' olanından ''afiyet OLsun''lu yazı...

 
 
 
 





Efendim; olay yeri inceleme ekibimiz Gülsün/Halûk çifti, artık seyahât rotalarının çapını iyice genişlettiklerinden kafamızdaki ''uzak'' kavramını da sorgulatıyorlar bize zaman zaman… İçinde çok abuk-sabuk ve kabûlü mümkün olmayan bir malzeme olmadığı takdirde, gittikleri coğrafyanın yerel yemeklerini tatma konusunda da hiç bir çekince yaşamadılar şimdiye dek. Bangkok ve Singapur'da da yerel mutfaklara dalmayı, tuhaf görünüşlü ama genellikle çok lezzetli yemekleri kaşıklamayı ve benim için bu yemeklerin fotoğraflarını çekmeyi ihmâl etmediler, onlara her zaman olduğu gibi tüm kalbimle teşekkür ediyorum. ''Bütün bu yiyecekler arasından senin tercihin ne olurdu?'' diye sorulacak olsa, ''dumpling'' denen ve hamuru tül kadar ince olan, ayrıca suya atılıp kaynatılarak değil ahşap sepetlerde buharla pişirilen özel mantıların sebzeli olanlarına öncelik verirdim zannediyorum. Herhalde bol bol sebzeli ''noodle'' da yerdim. Fotoraflarda da gördüğünüz gibi, bu incecik erişteler çorbalar da dahil, hemen her şeyin içine ekleniyor uzak doğu mutfağında. Ayrıca ülkemizde rastlanmayan, çok farklı türlerdeki tropik meyvelerle de doldurabilirdim karnımı, evet.  İşin ''hayvan''lı kısmına bir vejetaryen olarak dalmayı seçmem, orasını siz kendiniz araştırın, bana ne? Bildiğim, uçan-kaçan ne varsa hepsinden yemek yapabildikleri, o kadar!..

Ne diyelim? Ekibimiz kalkıp gidiyor teeee oralara, ''yediğiniz-içtiğiniz sizin olsun, gördüklerinizi anlatın hele'' demiyor, yeme-içme kısmına da bilhassa burnumuzu sokuyoruz işte böyle:) Afiyet OLsun herkese...


Hiç yorum yok: