31 Aralık 2013 Salı

Muhasebe defteri...


Geçen sene şu sıralar kapıda bekleyen oydu, hayli heyecanlı, biraz da sabırsızdı, henüz çok gençti çünkü. İnsan uydurması ''zaman''ın köhne kapısı saat tam 24.00'de yavaşça aralanacak, sakalı göbeğini bulmuş, beli bükülmüş, dişleri dökülmüş, kamburu çıkmış ve artık gözden düşmüş olan eski yıl oflaya-puflaya dünya planetinin takviminden bir daha dönmemek üzere çıkarken, o gençliğinin verdiği ölçüsüz çabuklukla eski yılın omuzuna çarpıp özür dahi dilemeden, öyle paldır-küldür ortama dalacak, aklına estiğini yapacaktı. Üstelik; onun gelmesini bekleyen bir sürü kafası güzel dünyalı havai fişeklerle, ışık selleriyle, şampanya köpükleriyle, şarkılarla karşılayacaktı onu, şu eski hımbıl moruk çabucak çıkıp zamanın çöplüğünü boylasındı da hele, o yapacaklarını biliyordu! :)

Tarafımızdan limon gibi sıkılmış, posası çıkarılmış, hırpalanıp eskitilmiş, hâttâ parça-pinçik edilmiş bir yıl daha çıkıyor dünya takviminden. Kâinatın umurunda olduğunu hiç sanmıyorum, bana göre onun muhteşem işleyiş düzeni içinde tipik bir insan uydurması olan ''zaman''ın zerre önemi yok. Sonsuzluğa doğru devinip yuvarlanan bir sistemde zaman neci olabilir ki zaten, değil mi ya? Şimdi; bu gece sümüklü mendil gibi buruşturup çöpe fırlatacağımız bu zavallı yaşlı yılın muhasebe defterine kendi açımdan bakmak istiyorum müsaadenizle:

- 2013'ün en önemli bulduğum olayı, 23 Nisan günü, akşam saatlerinde spor salonunda yaptığım egzersiz programımın sonunda düşmem ve sağ bileğimi-kolumu kırmamdır. Görünüşte hiç beklenmedik ve çok tatsız bir kaza olabilir ancak benim adıma muazzam bir ders aşaması olmuştur, bu çok değerli deneyim için yüce Allah'a şükrediyorum. Sağ el ve kolum olmadan da hayatımı sürdürebileceğimi öğrendim. Sol el ve kolumla asla yapamayacağımı sandığım şeyleri zorunluluk karşısında yapabildiğimi gördüm. Ben içimde akan enerjileri dengeleyemezsem eğer, kâinatın kutsal ders sisteminin beni nasıl yere çakıp durdurduğuna, benim yapamadığımı yaptırdığına bizzat şahit oldum. Bu çok zor süreç içinden başarıyla çıkabilmek kendi içsel ve fiziksel gücüme bir defa daha hürmet etmemi sağladı. Gücüm bana hatırlatıldı. Geriye doğru düşerek mermer zemine çarptığım başım sebebiyle herhangi bir problem yaşanmaması da neredeyse bir mucizeydi, herkesi çok telâşlandıran ve hayatımdaki 2.ambulans deneyimini yaşatan bu kazadan tek kol kırığı ile yırtmıştım! Olaydan yirmi gün kadar sonra çıkacağım biletlenmiş İspanya-Madrid seyâhati ve bu seyâhatten evvel plânlanmış olan üç aşamalı ameliyatım zorunlu olarak ertelendi. Böylece akışta kalabilmeyi ve kabûlü bir defa daha deneyimlemiş oldum. Kazadan bu kadar zaman sonra bile sağ kol ve bileğimi halen eskisi gibi kullanamıyorum ama, bu yaşta bu başarı ile iyileşebildiğim ve olağan hayatıma fazla uzamadan geri dönebildiğim için mütemadiyen şükrediyorum. Bu sayede 2013 hep hatırlanacak bir yıl artık benim için, teşekkürler:)

- Önem sırasında 2.liği geçtiğimiz Mart ayında ailemle çıktığım Hindistan seyâhati alır. Hindistan hep hayâllerimi süslemiştir ancak daha evvel bu uzak ve büyülü coğrafyaya gitme olanağım olmamıştı. Sevgili kardeşim ve eşinin organize ettiği kusursuz plânlanmış bir yolculukta Hindistan'ın Rajasthan bölgesinin tozunu attım, harika şeyler yaşadım, gördüm, dinledim, tattım, aldım ve bunları zaten seyâhat dönüşü burada uzun uzun anlattım. O nedenle tekrara girmeyeceğim. 2013 bana muhteşem bir Hindistan seyâhati armağan eden yıl olması ile de hatırlanacak. Bu çok renkli, çok sesli, çok kalabalık ülkeye duyduğum aşk, ülkeme dönüşte bir müddet hasta yatmama rağmen hiç eksilmedi, hayatımdaki en önemli adamlardan birinin o taraflara duyduğu derin merakı gidermek gayesiyle tekrar yoluna düşmek sözkonusu. Bu defa güney bölgesinde dolaşacak ve bakalım neler neler yaşayacağız? Bu konu 2014'ün sipariş listesi içinde yer alıyor elbette:)

- Kişisel tarihimin en uzun ameliyatlarından birini geçtiğimiz Ağustos ayında geçirdim. Kolumun kırılması ve alçıya alınması üzerine plânlandığı zamanda yapılamayan bu üç aşamalı operasyon, ameliyatı mümkün kılacak kadar iyileşip alçım çıkarıldığında yeniden gündeme alındı ve sevgili doktorum Can Kopal'ın yönetimindeki ameliyat ekibi neredeyse yedi saat süreyle benim üzerimde uğraştı! Sağ kulağımın arka kısmından alınan kıkırdak ile burnumdaki deformasyon onarıldı, hava kanalları açıldı. Meme kanseri sebebiyle alınmış olan memelerimin yerine yerleştirilen protezler düzeltilip hizalandı. Çene altıma lipo-suction uygulandı. Hiç aksamadan tıkır tıkır işleyen bu süreçten belki bir mumyaya benzeyerek, her tarafım sarılı şekilde çıktım ama netice gayet başarılıydı:) Bu da benim için 2013'ün önemli olayları arasındaydı. 

- Hayatımdan uğurladığım çok insan oldu bu yıl. Yoo, yoo, ölümden bahsetmiyorum, kimi neredeyse otuz yılı devirmiş, kimi ise daha yeni dostluklarım ve dostlarımla vedalaşıp, karşılıklı derslerimiz için teşekkür edip yollarımızı ayırmaktır kasdettiğim. Bilhassa Gezi olayları sürecinde, karşılıklı fikir farklılıkları sebebiyle defterimden sildiğim ve uğurladığım çok kişi oldu.  Fikir farklılıkları dostlukları bitirme sebebi değildir bana göre, ama kendi fikrini bana mütemadiyen dayatmak ve onun gibi düşünmediğim için saldırmak, hele hele saçma-sapan ifadelerle alenen suçlamak yeterli sebeptir. Hepsinin yolu, ufku açık olsun dedim, uğurladım gitti :) Zira; aslında hiçbiri 2002 yılından bu yana hayatımı paylaşan, benimle beraber gittiğim her yere gelen ve bana hiç zarar vermeden benimle nefes alan canlarımdan İstanbul'lu kedi kız Kumru'nun 11 yılık sessiz ve çok vefalı dostluğunun üzerinde değildi. 2013, onun hızlı gelişen bir böbrek yetmezliği ile aramızdan ayrılmayı seçtiği yıl oldu. Küçük mırıltılarla bana cevap verişi, insanlara pek yaklaşmayan mesafeli ürkekliği ve parkelerin üzerindeki ritmik tıkırtılı ayak sesleriyle hep bizimle sanki, bazen yemek vakitleri ona da seslenip çağırırken yakalıyorum hâlâ kendimi… Öte yandan; beni bir hayli politize eden ve taraflaştıran bir özelliği de vardı 2013'ün ki; bunu önemsiyorum doğrusu. Tarafsızlıktan taraf olmaya geçiş yaptım, bir çok şeye uyandım, siyasi gündemi yakinen takip etmeye başladım. Bilhassa sosyal medyayı bu anlamda çok aktif şekilde kullandım bu yıl, evet… 

- ''Kötü alışkanlıklar''dan kurtulma ve bağımlılıkları bırakma yılı oldu 2013. Çok kendiliğinden, hiç zorlanmadan ve yoksunluk hissetmeden çıkıp gitti hayatımda olmaması gereken, yaradılış doğama aykırı ve sağlıksız kimi şeyler. Bu arada; balık yemeyi de bırakarak yeniden, kanser sebebiyle bir müddet ara vermiş olduğum ''tam vejetaryen'' beslenme şekline geri döndüm. Çok önemli ve sevindirici bulduğum bir diğer konu da, artık ailemizde iki ''uluslararası yoga eğitmeni'' adayı bulunmasıdır:) Annem, kardeşim, eşi ve ben, hepimiz yoga yapmaktaydık zaten ama, sevgili Gülsün ve Halûk 2013 yılında konuyu uluslararası profesyonel eğitmenlik boyutuna taşımaya karar vererek kurslara başladılar. Şu an da hocaları sevgili Faruk Kurtuluş ve diğer eğitmen adayı arkadaşlarıyla, kursun 2.aşaması için Pastoral Vadi'de, kamptalar. Ailemin benim küçük mor atölyemde başlayan yoga serüveni giderek dallandı, budaklandı ve bu noktaya geldi, buna çok seviniyorum doğrusu:) Ailece bize artık gerekmeyenleri, görevini tamamlayanları kolayca bıraktırdı 2013, bu mânâda da teşekkürü hak ediyor, evet…

- Kendimi affetme yolunda önemli mesafeler katettim bu yıl. Hem spiritüel eğitimimdeki yeni ve farklı aşamalar, hem de rehberlerimle yaptığım çalışmalar bu ''kendini affediş'' sürecine çok şeyler ekledi, minettarım. Zira; hayatımın bırakın merkezinde olmayı, kenarından dahi geçmemesi gerektiğini çok sonradan anladığım kimi insanları hayatıma alıp, beni, ailemi ve yakınlarımı çeşitli şekillerde üzmelerine, bize zarar vermelerine izin vermiş olduğum için kendime karşı son birkaç yıldır çok öfkeliydim! Yapılması icap edenleri zamanında yapmamış, çatır çatır suratlara söylenmesi gerekenleri söylememiş, sorulması gereken çok ciddi sualleri zamanında sormamış, benim için kurulan hain tuzakları, entrika ve ihanetleri vaktinde sezememiş ve olaylara anında müdahale etmemiş olduğum için kendi yüzüme tokatlar atıp aynada kendi yansımama ''tuhhh sana!..'' diye tükürdüğüm dahi olmuştur, söylemekte beis görmem. Lâkin; bütün bunlardaki asıl dersi çok daha iyi görebildiğim bir yıldı 2013, bakiye hesapları zamana ve İlâhi OLan'a tam bir itimatla emanet ederken, Karma Yasası'nın da nasıl hiç şaşmadan işlediğine defalarca şahit etti beni. Kimi zaman hayretten ağzım bir karış açık kaldı, bu kadar çabuk, bu kadar denk ve bu kadar adil ödetmelere ben bile inanamadım? Kendime kızgınlığımı dönüştürdüm, başka bir kaynağa çevirdim onu, o enerjiyi. Bu yıl içinde karşıma çıkarılan kitaplar, filmler, insanlar ve olaylar da hep bir ipucu, birer anahtardı aslında. Bütün deneyimler çok değerli, hepsi için teşekkür etmeliyim…

- Niyet ettiklerimi bana çabucak getiren bir yıl oldu 2013. Bilgisayar sistemimi değiştirdim, Apple'la el sıkıştım ve önce bir Macbook Pro diz üstü bilgisayar, ardından da ülkemizde piyasaya çıkmasını sabırla bekleyerek bir İ-pad Air satın aldım. Şimdi tam bir Mac bağımlısıyım, eskiye dönmeyi aklıma bile getirmem doğrusu:) Bu sene içinde hayatımı kolaylaştıran, yaşam kalitemi yükselten ve beni mutlu eden birçok şey satın aldım, alabildim, bunun için şükrediyorum. 2013 içinde, Apple teknolojisinden sonra yaptığım en akıllıca alış-verişin ise eve bir ''ozon jeneratörü'' almak olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim. Su, hava, yiyecek ve yaşam alanı temizliği-dezenfeksiyonunda zehirsiz, deterjansız, başka bin türlü kimyasal ve kanserojen ıvır-zıvırsız ancak bu kadar başarılı olunabilir, verdiğim para son kuruşuna kadar helâl olsun, o kadar derim…

Belki atladığım detaylar vardır, olabilir, artık kusuruma bakmasın 2013. Alması gerekenleri aldı, vermesi gerekenleri verdi ve kaçınılmaz olarak gitme zamanı geldi. Ona teşekkür edelim ve uğurlayalım, dünya tarihindeki yerini alsın ve artık dinlensin, epey yoruldu zira. Şimdi gözlerimiz bu geceyarısı karşılayacağımız yepisyeni yılda, her ''yeni''ye olmadık anlamlar yüklemek gibi bir zaafımız var oldum-olası, e tabii, insanız ya:) Benim tavsiyem ise şudur; öyle fazla değişik bir şeyler beklemeyiniz efendim, zira takvimin üzerindeki tarihler el mecbur değişecek, asıl siz değişmez ve ilerlemezseniz eğer, ne yazık ki hiçbir şey ve hiçkimse değişmeyecek, garibim yeni yıllar ne yapsın? Bunun farkında olacağınız ''yüksek şuurlu'' bir yeni yıl diliyorum sizlere, sevgilerle:)

(Fotoğraf bizim evde,  ''benim güzel çamaşırhanem'' dediğim bölümün girişinde çekildi. Yoga yapan kedilerin olduğu takvim Gülsün ve Halûk'un hediyesiydi, bu bölümü ana mekândan ayıran nakışlı perdeyi ise Hindistan seyâhatimde, mavi çöl şehri Jodhpur'da köhne bir dükkânın tavan arasında bulup almıştım, üzerinde eski Muson yağmuru lekeleri var ve ben bayılıyorum ona:)




Hiç yorum yok: