27 Mayıs 2012 Pazar

Fazla söze ne hacet?..

 
Eskiden herkese, herşeye bir cevap yetiştirmeyi marifet sayardım. Susarsam sanki olan-bitene duyarsız kalacakmışım, öyle anlaşılacakmışım gibime gelirdi... Kendi ruhum ve egom üzerinde ağır işçiliğe başlayalıberi; kimin beni nasıl anlayacağı, ne şekilde yorumlayacağı falan bütün anlam ve önemini yitirdi. Sözcüklerim çok daha değerli artık, onları öyle olur-olmaz meseleler için ortalığa saçmamayı, anlamayacağını bildiğim halde karşımdakine ille de anlatmaya çalışmamayı öğrendim. Olmuyor çünkü, beyhûde gayret, boşa emek... Bazen saatler süren derin spiritüel çalışmalarda, çıt bile çıkmadan iki insanın nasıl da konuşabildiğini, birbirini  anlayabildiğini gördüm, keşfettim. İnsan bunu deneyimleyince, fazla söze gerek kalmıyor zaten, hâttâ mantralara, özel müziklere bile gerek kalmıyor eskiden olduğu gibi. Sessizlikte akıp duran o muazzam enerjiye kapılıp götürdüğü yere gitmek o kadar güzel ve huzurlu ki... Sanırım iyi bir öğrenciyim ve teşekkür ederim, bu derin sessizlik için çok teşekkür ederim.

Hiç yorum yok: