"Senin kocan, varlığında olağan şekilde bulunan dişil enerjiyi bastırıp yoksaymamış ve bu sayede yaradılış özü bozulmadan kalmış nadir adamlardan" dedim ona, "ve bu bir yüksek tekâmül göstergesidir aslında..."
"Evet, öyle" dedi, "çünkü annesi muazzam bir kadın..."
Boylarımız aynıydı belki ama yaşlarımız, kilolarımız, hastalıklarımız, deneyimlerimiz ve fikirlerimiz arasında elbette farklar vardı, buna rağmen ikimiz de içsel dengeleri yerli-yerinde, ruhu sağlıklı bir adam ya da kadın yetiştirmenin temel koşulunun öncelikle bunlara kendisi sahip bir anne olduğunu bilecek şuurda idik. O da, ben de farkındaydık ki; kişiliği oturmuş, içsel dengeleri sağlam şekilde kurulmuş bir adamdan daha yakışıklısı yoktu, olamazdı yeryüzünde. Bu bütün fiziksel ölçeklerin ötesinde, çok değerli bir hakikatti ve böyle bir adam, ancak Allah tarafından armağan edilebilirdi bir kadına... O bunun farkındaydı. Bu sebepten; "kocana aşık mısın?" soruma "hayır" diye cevap verdi, "ben onu çok seviyorum, bu aşktan çok farklı, başka, bambaşka birşey..." Bu kadınla bu adamın etrafa yaydığı enerji gerçekten de öyle vıcık-yapış aşk kokan türden değildi, çok değişik ve çok kıymetli birşeydi. İnsanı irkiltmeyen, boğmayan, yumuşak, nazik, ince, pürüzsüz ve kendiliğinden...
Gecenin karanlığında başınıza bir yarasa çarparsa eğer, ona "kör müsün?!" demenizin faydası olmaz çünkü neredeyse kördür, evet. Bu yüzden kör bir yarasa değil, o malum ve muhteşem işitme duygusu hasarlı bir yarasa çarpabilir başınıza, ancak sağırsa algılayamaz sizin titreşimlerinizi. İşte böyle ne çok "tersine talih" üzerine kurulu ilişki var dünyada diye düşündüm onlara bakarken, bu kadar birbirine hürmet, netlik, dürüstlük ve düzgünlük akla kaçınılmaz olarak tam tersi kavramları yani olanca yamukluğu, hürmetsizliği, yüz-göz olmuşluğu, bulanıklığı ve yalancılığı getirdiğinden... Çok güzeldiler, ikisi de❤️